Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları A... K...’ın kayden malik olduğu 1106 parsel sayılı taşınmazı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla torunu olan davalı S... G...’a tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payları oranında iptal ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, husumet nedeniyle davanın reddini savunmuş, dâhili davalı R...A...ise herhangi bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece; davanın kanıtlanamadığından bahisle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalı S... G... Tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; dava kanıtlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delilerden; tarafların ortak mirasbırakanı A... K...’ın 13.11.2007 tarihinde öldüğü, kayden maliki olduğu çekişme konusu 1106 parsel sayılı taşınmazı davalı olan torununa 04.12.2006 tarihinde satış yoluyla temlik ettiği, dava açılmadan bir hafta önce anılan taşınmazın davalının komşusu ve tarım işlerinde çalıştırdığı işçisi R... A...’ye temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası, mirasbırakanın muvazaalı sözleşme ile taşınmazını devrettiği kişi, onun mirasçısı veya muvazaalı yahut kötüniyetli olarak taşınmazı devralan, ikinci ve sonraki el durumunda bulunan son kayıt maliki aleyhine açılmalıdır.
Ne varki, davacılar adına tescil isteği ile açılan çekişmeli taşınmaz halen dava dışı R... adına kayıtlıdır. Eldeki davada R... A...’ye husumet yöneltilmemiş, hakkında usulüne uygun bir dava açılmamış, yargılama sürerken davaya dâhil edilmiştir. Olayda zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi dâhili dava yoluyla davaya dâhil edilen bir kimseye taraf sıfatı kazandırılmasına ve hakkında hüküm kurulmasına yasal olanak yoktur. Dâhili dava yolu ile bir kimseye taraf sıfatı kazandırılamayacağı yargısal uygulamalar ile kararlılık kazanmış ve bu husus öğretide de benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, ikinci el konumundaki R... A... aleyhine usulüne uygun dava açılması için davacı tarafa olanak tanınması ve açılacak dava ile eldeki davayla birleştirilerek ondan sonra bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu kişi hakkındaki davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.
Tarafların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.