Esas No: 2016/2778
Karar No: 2016/7476
Karar Tarihi: 10.10.2016
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2778 Esas 2016/7476 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Hizmet nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan şüpheliler... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/10/2015 tarihli ve 2015/63087 soruşturma, 2015/39208 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii... Sulh Ceza Hakimliğinin 23/12/2015 tarihli ve 2015/5247 değişik iş sayılı karar aleyhine ...Bakanlığınca verilen 25.05.2016 gün ve 94660652-105-07-3049-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2016 gün ve 2016/235240 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
... Cumhuriyet Başsavcılığınca, iddiaların taraflar arasında şirket idaresine dair vekaletle yetkili olan şüphelinin şirketin borçlandırılmasına dair hukuk mahkemeleri ve icra dairelerinde çözümü gereken hukuksal ihtilaf niteliğinde olduğundan bahisle şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda;
Müşteki vekilinin 14/09/2015 tarihli şikayet dilekçesi ile müvekkili ..."nın % 99 hissesine sahip olduğu ...Şirketi ile ilgili yapılacak bütün işlemler için tüm genel yetkileri içeren .... Noterliğinin 16/09/2011 tarihli ve ... yevmiye numaralı vekaletnamesi şüpheli ..."ın yetkili kılındığı, bu vekaletname ile şirketin tüm yönetim işlerinin, ticari bağlantılar, alım satım işlemleri ve bankalar ile olan kredi işlemlerinin resmi olarak şüpheli ... tarafından fiili olarak eşi olan diğer şüpheli ...tarafından yapıldığı, ne var ki şüphelilerin şirketin sahibi olan müşteki ..."ya şirketin yönetimi ve ticari ilişkileri hususunda hiç bir bilgi vermedikleri, bilanço yahut rapor sunmadıkları, para ödemesi yapmadıkları, müştekiye şirkete ilişkin icra ödeme emirleri, noter ihtarnameleri ve sair borç bildirim evraklarının tebliğ edilmesi, evine haciz gelmesi neticesinde şüphelilerin şirketi aşırı borçlandırdığı, bu borçları ödemediği ve şirketin tüm kaynaklarının ve gelirlerinin kendi menfaatleri için kullanıldığının ortaya çıktığı, yapılan harici araştırmalarda şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna, bankalara, gerçek ve tüzel kişilere yüksek miktarda borçlandığının tespit edildiği, şirketin kasasında bulunması gereken 173.000,00 Türk Lirasına ve 3 adet araca ulaşamadıklarını, şüphelilerin şirket hesabından kendilerine ait olan şirkete 134.927,25 Türk Lirası usulsüz para aktarımda bulunduklarının iddia edilmesi ve bu iddialar kapsamında şirkete ait bazı muhasebe kayıtlarının, şirketin borcunu gösterir banka yazışmaları ile ödeme emirlerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu prim borcu belgelerinin ve ... Vergi Dairesinin borç yapılandırma çıktılarının ibraz edilmesi karşısında olayın münhasıran şirketin vekalet ile yönetiminden kaynaklı hukuki ihtilaf olarak kabul edilemeyeceği, müştekinin iddialarının araştırılması gerektiği bu kapsamda müştekinin hissedar olduğu şirkete ait muhasebe kayıtları, ticari defterleri ve fatura kayıtları ile banka hesap hareketlilikleri temin edildikten, şirketin aktif ve pasif mal varlığı tespit edildikten sonra gerekli görüldüğünde uzman bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile elde edilecek bilgi ve belgeler ışığında şüphelilerin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 23.12.2015 tarih ve 2015/5247 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.