Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, imar şuyulandırması sonucunda adına tescil edilen 5989 ada 15 parsel sayılı taşınmazın, davalı M... Ö... Tarafından, tapu müdürlüğüne başvurularak baba isminin H.. Yerine A... R... Olarak düzeltilmesi sonucunda dava dışı K... İsimli kişiye, bu kişiden dava dışı A..."e, en son da davalı K...’e satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek dava konusu 15 ve davalı M... adına kayıtlı 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili ve eksik miktar yönünden tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 15 parsel sayılı taşınmazı temlik alan davalı K...’in iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğu, 16 parsel yönünden isteğin dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine, eksik kısım yönünden istenen tazminat isteğinin ise kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalılardan M...tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl dava, tapu iptali ve tescil, birleşen dava tapu iptali ve tescil ile tazminat isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacının; imar şuyulandırması sonucunda adına tescil edilmiş olan 5989 ada 15 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydında yer alan baba isminin davalı tarafından tapu sicil müdürlüğüne başvurularak değiştirildiğini ve taşınmazın davalı M... tarafından dava dışı K..."a ondan A..."e ve en son davalı K..."e satışla devredildiğini ileri sürerek, çekişmeli 15 parselin tapu kaydının iptali ile adına tescili, birleşen davası ile ise tapuda baba isim değişikliği yaptıran ve taşınmazı satan davalı M... adına kayıtlı 16 parselin tapu kaydının iptali ile adına tescili ile 15 ve 16 parseller arasındaki miktar eksikliği nedeniyle tazminat isteğinde bulunduğu ve bu gerekçelerle eldeki davayı açtığı anlaşıldığına, çekişmeli 15 parsel yönünden taşınmazı davalı M..."dan alanların iyi niyetli olmadıklarının ispatlanamamış olması nedeniyle kayıt maliki davalının Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı ve bu davada tazminat isteği bulunmadığı saptanarak asıl davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Bu yöne değinen davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddine.
Birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafından iptal ve tescili istenen 16 parsel sayılı taşınmazda davacının kayıttan ve mülkiyetten ya da kişisel haktan kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle de 16 parsele ilişkin iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, 16 parselle bağlantılı olarak tazminat istenmiş ve 16 parsele ilişkin dava reddedilmiş olmasına karşın birleşen davada istenen tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde, davacının temyiz isteğinin reddi ile değinilen davalının temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.