Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6220 Esas 2011/6691 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6220
Karar No: 2011/6691

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6220 Esas 2011/6691 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, yakınındaki şirketin kankasör tesisleri kurarak hafriyat yaptığını ve tarım mahsullerine zarar verdiğini iddia ederek çekişmenin giderilmesini ve zararlarının tahsili istemişlerdir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, zararın ne şekilde giderileceği belirlenmemiş ve yazılı hüküm doğru değildir. Mülkiyet hakkı kanunla kısıtlanabileceği gibi, komşuluk ilişkilerinden doğan çıkar çatışmaları da kanunla düzenlenir. Bu nedenle, hakim tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra uzman bilirkişilerden rapor alarak zararın ne şekilde giderileceğine karar vermelidir. Mahkemenin verdiği kararın doğru olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme kararında atıfta bulunulan kanun maddeleri şunlardır: Medeni Kanunun 683. maddesi, 737. maddesi ve HUMK'un 428. maddesi. Bu kanun maddeleri, mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğini ve komşuluk ilişkilerinden doğan çıkar çatışmalarının düzenlendiğini belirtmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2011/6220 E.  ,  2011/6691 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : YOMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/03/2011
    NUMARASI : 2010/274-2011/145

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, ıslah ettikleri davada; kayden malik oldukları 49,3 ve 48 parsel sayılı taşınmazlarının yakınına davalı şirketin kankasör tesisleri kurularak hafriyat yaptıklarını, ince kumların tarım mahsullerine zarar verip, ziraat yapmalarının engellendiğini, ayrıca aşırı gürültüye neden olunduğunu ileri sürerek çekişmenin giderilmesini ve zararlarının tahsili isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan çekişmenin giderilmesi ve zararın tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, davacı H.."in 49 ve 3, davacı Müzeyyen"in 48 parsel sayılı taşınmazın maliki oldukları, davalı şirketin taşınmazlarının yakınında işlettiği taş ocağından zarar gördükleri iddiasıyla eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
    Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
    Somut olaya gelince; mahkemece, davalının davacılara ait taşınmazlara yönelik gürültü ve toz bulutu çıkarmaya yönelik eylemlerinden dolayı elatmanın önlenmesine ve tazminatın kısmen kabulüne biçiminde hüküm kurulmuşsa da; yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde zararın ne suretle giderileceği belirlenmiş değildir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle zarar giderici önlemlerin neler olduğu ve ne suretle giderileceği, tarafların katlanma ve sosyo-ekonomik çıkarlarıda dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara