MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyete ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ..."ın suça konu dorseyi icra kanalıyla satın aldığı, sonrasında dorseyi katılan ile sanığın birlikte Konya iline getirdikleri, burada sanığın katılana tanıdığı bir dorse tamircisi olduğunu söylediği, bunun üzerine dorseyi bir dükkanın önüne bıraktıkları, katılanın burada dorse tamircisi ile hiç görüşmediği, daha sonra buradan ayrıldıkları, suça konu dorsenin burada 15-20 gün kaldığı, daha sonra sanığın burada bulunan dorseyi tamir ettirip, üçüncü şahıs ..."ye katılanın rızası ve bilgisi dışında sattığı ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, katılan ... yargılama aşamasındaki ifadesinde soruşturma aşamasındaki beyanından dönerek “suça konu dorseyi sanıkla birlikte ..."ya getirdik, sanayide bir yolun kenarına bıraktık, dorse eski idi, tekerleklerinin içi toprak doluydu, patlaktı, hurdaya satacaktım, oradaki bazı kişilere göz kulak olun diye bıraktım, dorse bu şekilde orada 15-20 gün kadar kaldı, bir gün dorsenin ilk sahibi olan şahıs beni aradı, senin dorseye başka bir plaka takılıp götürülüyor dedi ben de hırsızlık masasına ihbar ettim, şikayette bulundum, benim şimdiki ifadem daha doğrudur, ben sanığa bakım için dorseyi bırakmadım, o kısım ifademde yanlış anlaşılmış” demiş olmasına rağmen, katılanın bu beyanları dikkate alınmadan, katılanın yargılama aşamasındaki bu beyanlarına neden itibar edilmediği tartışılmadan, şayet katılanın beyanlarına itibar edilecek olursa sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden, bu kapsamda olayın oluş şekli ve taraflar arasındaki ilişki hiç bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenip neticesine göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.