15. Ceza Dairesi 2014/1491 E. , 2016/7427 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 62, 52/2, 51/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Serbest muhasebeci olan sanığın, katılandan vergi ve prim borçlarını yatırmak üzere aldığı paraları ilgili kurumlara yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia edildiği olayda,
Sanık müdafiinin beyanlarında, sanığın katılan şirketin muhasebe işlemlerine 3.5 yıl boyunca baktığını, ayda 250 TL"ye anlaştığını, bu süre zarfında ödeme yapılmadığını, sanığın düğünü olacağını söyleyerek katılan şirketten para istediğini, alacağına karşılık olmak üzere 8500 TL aldığını, ancak daha sonra katılan şirketin bunu inkar ederek parayı vergi borçları için verdiklerini söylediklerini belirttiği, katılan vekilinin beyanında ise sanığın 3 yıl boyunca vergi, SSK, BAĞKUR ödemelerini ilgili yere yatırmayarak kendi uhdesinde tuttuğunu, zararın kısmen giderildiğini belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanığın şirketten aldığı paraların gerekli kurumlara ödenip ödenmediğinin, ödenmedi ise ne kadarının ödenmediğinin tespiti bakımından gerekli defter ve belgeler ile katılan şirket ve sanık tarafından sunulacak sair belgelerin, konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek sanığın uhdesinde para olup olmadığının belirlenmesi, sanığın uhdesine para geçirdiğinin tespit edilmesi halinde muhasebeci olan sanığın aldığı paraları yatırma görevi olmadığı da göz önüne alınarak sanık hakkında basit güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması, uhdesinde para bulunmaması durumunda ise sanığın üzerine atılı suçtan beraatine karar verilebileceği göz önüne alınarak tüm delillerin değerlendirildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
a- Katılan vekilinin, 19/10/2010 tarihli oturumdaki beyanında sanığın almış olduğu paranın az bir miktarını ödediğini belirtmesi karşısında, katılana, sanık tarafından zararın tamamen veya kısmen giderilip giderilmediği, kısmi ödeme varsa; 5237 sayılı TCK’nın 168/4. maddesi kapsamında, bu kısmi ödemeye rızası olup olmadığının sorularak, sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi,
b- 5237 sayılı TCK"nın 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hâkimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "sanık denetim süresi içinde kasti bir suç işlendiğinde ertelenen cezanın tamamının ceza infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 06/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.