MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK"nın 155/2, 62, 51/1-3-7 maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 204/1, 62, 51/1-3-7 maddeleri gereğince mahkumiyet

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılanın işlettiği şirkette satış ve dağım elemanı olarak çalıştığı, satış ve dağım yaptığı araçta yapılan sayımda 2.000,25 TL değerindeki malın eksik çıktığı ayrıca söz konusu şirketin müşterisi olan ve "..." ünvanlı ticari işletmeye mal satmış gibi gösterip iş yeri adına sahte bono düzenlemek suretiyle atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için; sanığın, hangi tarihte işten ayrıldığı tespit edilip, söz konusu şirketin olay dönemine ait defter ve kayıtlarının celp edilerek bu belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişiler tarafından inceleme yaptırılmak suretiyle sanığın, şirket adına kullandığı araçta yapılan sayımda eksik çıktığı iddia edilen malların miktarı ve değerinin kesin olarak tespitinin yapılması yine belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, sahte olduğu iddia edilen ve adli emanette bulunan senedin aslı duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilerek, iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti ile sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eksik araştırmayla hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme ilişkin olarak; hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin olarak ise; 5237 Sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlü hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinin kullanılmasına ilişkin yasaklama hükmü uygulanamayacağı hususunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 06.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.