Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan anneleri R...’den kendilerine intikal eden 558 ada 14 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulması amacıyla davalı olan amcaları H...’ı vekil tayin ettiklerini, ancak vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazdaki miras paylarını davalı olan babaları Sadettin ve ikinci eşi davalı H...’ye temlik ettiğini, davacılardan H... Tarafından verilen vekaletnamede satış yetkisinin de bulunmadığını, herhangi bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek, payları oranında iptal ve tescil olmazsa tazminat istemişlerdir.
Davalılar , davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, dava konusu taşınmazın ve davacılara ait payların akit ve dava tarihindeki gerçek değerleri de saptanmak suretiyle toplanan ve toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirme yapılarak davacıların zararlandırılıp zararlandırılmadıklarının,vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda, davacı Havva"nın davasının feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar C... ve Ç..."in tazminat isteği yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar Ç...ve C... vekili ile davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan Daire bozma kararında, davanın, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olduğu belirtilerek, uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmakla, ilgilileri lehine kazanılmış hak oluşacağı kuşkusuzdur.
Nitekim, mahkemece bozma ilamında değinilen hususlarda araştırma ve inceleme yapılmış, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı gerekçe yapılmak suretiyle bedele hükmedilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların, 558 ada 14 parsel sayılı taşınmazda, miras bırakanları anneleri R... B..."in 91/196 payından kendilerine intikal eden miras paylarına ilişkin olarak eldeki davayı açtıkları, davacılar C... ve Ç..."in satış yetkisini de içerir biçimde davalılardan amcaları H.."ı vekil tayin ettikleri, davacı H..."nın ise verdiği vekaletnamede satış yetkisinin bulunmadığı ve bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında davacı H.."nın davadan feragat ettiği, çekişmeli taşınmazda, davacıların anneleri Rukiye"den intikalen gelen tüm paylarını davalı vekil H..."ın el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği davacıların babası olan davalı Sadettin"e satış biçiminde temlik ettiği, davalılar H... Ve S..."in davacıları zararlandırma kastıyla hareket ederek temliki işlemi gerçekleştirdikleri, satışı yapılan paylarına karşılık davacılara bir bedelinde ödenmediği, öte yandan çekişmeli taşınmazda kat irtifakı kurulduğu ve 9 nolu bağımsız bölüm dışındaki tüm bağımsız bölümlerin davalı Sadettin adına kayıtlı olduğu, davalı H..."nin ise kayden bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Esasen, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı hususu mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca, davalı vekil H..."ın diğer davalı S... ile çıkar ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri, kötü niyetli oldukları, bu durumda vekil eden davacılar C... Ve Ç..."in yapılan temliki işlemle bağlı sayılmamalarının, Medeni Kanunun 2.maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, davacılar C... ve Ç..."in tapu iptal ve tescil isteği yönünden davalarının kabulüyle, çekişmeli taşınmazda davalı S... Adına kayıtlı bağımsız bölümlerden, miras bırakan R... B..."in 91/196 payından adı geçen davacılara intikal eden miras payları oranında iptal ve tescile, davalı H... hakkındaki davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların, bu yönlere ilişkin olarak temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.