Esas No: 2014/2363
Karar No: 2016/7363
Karar Tarihi: 05.10.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2363 Esas 2016/7363 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 155/2, 43/1, 62, 52/2, 53/1 ve 51/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili, sanıklar ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık ..."in temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilip 13/06/2012 tarihinde tebliğ olunan 19/04/2012 tarihli mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 11/07/2012 havale tarihli dilekçesi ile vaki temyiz talebinin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılan vekilinin vekalet ücreti ile sınırlı olarak yapılan temyiz talebi ile sanık ..."un temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklardan ..."in... ilinde kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı"nda vakıf müdürü, sanık ..."in sosyal inceleme ve yardım görevlisi, sanık ..."un şoför ve sanık ..."in ise hizmetli olarak görev yaptıkları, 2009 yılında ...Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı"na gelen 6.240 ton ... cinsi kömürün 5.350 tonunun muhtaç ve fakirlere dağıtıldığı, geriye kalan 890 ton kömürün ise depoda bulunmadığının mülkiye başmüfettişi tarafından raporla tespit edildiği, bunun üzerine yapılan soruşturma sırasında serbest muhasebeci ve mali müşavirlerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapora göre, 2009 yılında... Merkez Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı"nın kömür alım miktarının 6.241,760 kg. /6.241,76 ton, dağıtılan kömür miktarının 5.908.000 kg/5.908 ton, kalan kömür stok miktarının ise 333.760 kg./ 333.76 ton olduğu, ancak aynı kişilere mükerrer dağıtılan kömür miktarı göz önüne alındığında olması gereken mevcut stok kömür miktarının 691.760 kg. / 691,76 ton olması gerektiği, ... Merkez Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yöneticileri ve çalışanları tarafından gerekli özen ve titizlik gösterilmeyerek veya eşit muameleyi, güvenirliği, kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla ilgili olan sorumluluklarını yerine getirmeyerek görevlerini ihmal ettikleri ve kötüye kullandıkları görüş ve kanatinin bildirildiği, sanıkların bu şekilde atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işledikleri iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda;
Sanık ..."un ve temyiz dışı sanıklar ..., ... ve ..."in aşamalarda değişiklik göstermeyen savunmalarında; 2009 yılında 6.240 ton kömür teslim aldıklarını, bu kömürleri vakfın kömür deposu bulunmadığından bir okulun bahçesinde depoladıklarını, kömürün depolanacağı yeri vakıf yönetiminin belirlediğini, damperli kamyonlarla gelen kömürün boşaltımı yapıldığı sırada kömür torbalarının bir kısmının torbasının patladığını, dolayısıyla kömürlerin ortaya saçıldığını, yani düzenli bir istifleme yapılmadığını, vatandaşların da torbası patlamış ve yırtılmış kömürleri almak istemediğini, bu nedenle vatandaşa sağlam torbaları dağıttıklarını, ayrıca kış mevsimi olduğundan deponun bir süre su altında kaldığını, bu şekilde kömürlerin ıslandığını ve toz haline geldiğini, ihtiyaç sahiplerine dağıtım yapıldıktan sonra torbası patlamış dağınık haldeki kömürlerin yaklaşık 500 tonunu da yine ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarını, buna dair kayıtların da mevcut olduğunu, dolayısıyla depoda yaklaşık 330 ton kömür eksiği olması gerektiğini, depoda geceleri bir bekçi bulunmadığından bu kömürlerin çalınmış ya da yağıştan dolayı eriyip tozlaşmış olabileceğini beyan etmiş olmaları, sanık savunmalarının ... Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı mütevelli heyeti üyeleri tarafından tanzim edilen 24/02/2010 tarihli zarar ziyan tespit tutanağı ile doğrulandığı, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda, vakıf yöneticileri ve çalışanlarının gerekli özen ve titizliği göstermeyerek görevlerini ihmal ettiklerinin belirtilip, sanıklara tevdi ve teslim edilen kömürleri kendilerinin veya başkalarının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduklarına dair herhangi bir tespit veya delil bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz talebinde bulunan sanık ..."un yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
Kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 325. maddesi uyarınca, bozmanın hükmü süresinde temyiz etmeyen sanık ... ve temyiz talebinde bulunmayan sanıklar ... ile ..."e sirayetine, 05/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.