Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5299 Esas 2011/6031 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5299
Karar No: 2011/6031
Karar Tarihi: 23.05.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5299 Esas 2011/6031 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5299 E.  ,  2011/6031 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KIRIKHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/02/2011
    NUMARASI : 2010/555-2011/102

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları M..."nın vekil tayin etiği oğlu M... tarafından 8 parsel sayılı taşınmazın mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak kayınbiraderi olan davalı M... A..."ya temlik edildiğini, onun da taşınmazı tekrar vekilin damadı olan S..."e devrettiğini tüm işlemlerin danışıklı olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece " ilk bozma kararında davanın niteliği muris muvazaası olarak belirlenmiş, bozmaya uyulmuş, son kararda muris muvazaası hukuksal nedeni bir kenara bırakılarak, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı olarak kabul kararı verilmiş olup, bozmaya uyulmakla bozma nedenlerinin yerine getirilmesi usuli kazanılmış hakkın bir gereği olduğu gözetilerek, muris muvazaası hukuksal nedeni yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahktemece, bozmaya uyularak davacılar iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve mirasçılar adına tescili isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, miras bırakan M... D..."nin dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazı vekil aracılığıyla 18.10.2001 tarihinde satış suretiyle M... A..."ya temlik ettiği, onun da 28.02.2007 tarihinde davalı sezgin Pat"a devrettiği anlaşılmaktadır.
    Hükmüne uyulan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı " araştırma bozması" üzerine mahkemece tanıklar dinlenmek suretiyle davacılar M... Ve M... davalarından feragat ettiklerinden onlar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden temliki işlemlerin muvazaalı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektidir.
    Bilindiği üzere;uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; taraflar arasında görülen 2006/ 212 esas-316 karar sayılı dava dosyasındaki deliller ile dinlenen tanık beyanlarından çekişmeli taşınmazın miras bırakanın vekili oğlu M... aracılığıyla oğlunun kayınbiraderi M..."e onunda oğlunun damadı S..."e yaptığı temlikler sırasında miras bırakanın vekil oğlu ile birlikte yaşadığı, gelir getiren ve maliki olduğu tek taşınmazını satmasını gerektiren makul bir neden bulunmadığı gözetildiğinde,temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanaatine varılmaktadır.
    Öte yandan, dava tereke adına açılmış dava dışı mirasçıların muvafakatleri de alınmış olup, yargılama devam ederken muvafakatlerini geri almaları önceki muvafakatın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın davalılara temlikinin tüm dosya kapsamına göre mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek davasından feragat eden davacılar dışındaki mirasçılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine , 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Hemen Ara