Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4734 Esas 2011/6008 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4734
Karar No: 2011/6008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4734 Esas 2011/6008 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, 914 parsel sayılı taşınmazın kadastro yenileme çalışması sonrasında 129 ada 71 parsel numarasını aldığını, ancak hatalı uygulama sonucunda miktarının düştüğünü ileri sürerek, yenileme kadastrosu tespitinin iptaline, taşınmazın krokisinin uygulanması suretiyle belirtilen eksikliğin giderilmesine ve bu şekilde tapuya tesciline karar verilmesi istemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, ancak temyiz edilerek bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 2859 Sayılı Yasa'nın 4. maddesi ve HUMK'nın 428. maddesi belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/4734 E.  ,  2011/6008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/04/2010
    NUMARASI : 2004/206-2010/175

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, 914 parsel sayılı taşınmazın kadastro yenileme çalışması sonrasında 129 ada 71 parsel numarasını aldığını, ancak  öncesinde 27187 m² miktarlı olmasına karşın hatalı uygulama sonucunda miktarının 22238 m²"ye düştüğünü, ileri sürerek, yenileme kadastrosu tespitinin iptaline, taşınmazın krokisinin uygulanması suretiyle belirtilen eksikliğin giderilmesine ve bu şekilde tapuya tesciline karar verilmesi isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş, diğer davalı yargılamaya katılmadığı gibi yanıt ta vermemiştir.
    Mahkemece, davacı tarafın tapu kaydında meydana gelen miktar azalmasının teknik imkanların kullanılması ile oluşturulan kayıtlara göre öngörülebilecek bir sonuç olduğu, komşu parsellerden her hangi bir şekilde davacı parseline bir müdahale veya sınır aşımının bulunduğunun tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli yerin  öncesinde 522 parsel iken birtakım uygulamalar sonucu, 869, 870 ve 871 müfrez  parsellerinin oluştuğu, oluşan 869 sayılı parselin Alanya Sulh Hukuk  Mahkemesinin 1976/119- 583 sayılı, ortaklığın giderilmesine yönelik, ilamına dayalı olarak 912, 913 ve 914 parsellere ifraz gördüğü, müfrez 914 sayılı parselin 27,128 m² olarak davacıların murisi adına tescil  edildiği ve 2859 Sayılı Yasa gereğince yenileme işlemine tabi tutulması ve taşınmazın bir kısmının kuzeyde, taşınmaz dışında bırakılması sonucunda 22.238 m² miktarlı 129 ada 71 parsel olarak davacılar adına oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
    Davacılar, taşınmazlarında miktar azalması yaratıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açmışlar ve  keşfen elde edilen teknik  bilirkişi raporunda; Antalya-Alanya yolu olarak gösterilen yolun öncesinde taşınmazın kuzeyinde gösterildiği halde yenileme neticesinde krokisel olarak yolun güneye kaydırılmasıyla 5093,67 m²"lik bölümünün taşınmaz dışında bırakıldığı değerlendirilmiş, davacılar  tarafından da krokide A harfi ile gösterilen bölümün adlarına tescili isteğinde bulunulduğu görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki; uygulama yeteneğini yitirerek fersude haline gelen paftaların yenilenmesine dair 2859 Sayılı Yasanın 4.maddesi hükmü uyarınca, mülkiyet değişikliğini gerektirir şekilde bir uygulama yapılamayacağı açıktır. Bir başka ifadeyle, yapılan uygulama ile malik olunan taşınmazın bir bölümünün taşınmazdan ayrılmasına olanak  bulunmamaktadır.
    Kaldı ki, ortaklığın giderilmesine yönelik dava dosyasının incelenmesinden, krokide A harfi ile gösterilen bölümün davacıların mülkiyetinde kaldığı kabul edilerek taksim krokisinin düzenlendiği ve taksime tabi tutulduğu, bu haliyle mülkiyet  durumunun oluştuğu ve buna göre de A ile gösterilen bölümün davacılar  taşınmazı kapsamında kaldığı sabittir.
    Ne varki, teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen bölümün taşınmazın kuzeyinde bulunan orman içerisinde bırakıldığı da görülmektedir. O halde, davada Orman İdaresinin yer alması zorunludur.
    Hal böyle olunca, öncelikle Orman İdaresinin davada yer almasının sağlanması konusunda davacı tarafa önel verilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Öyleyse davacı tarafın, değinilen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   23.05.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara