Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik oldukğu 202 parsel sayılı taşınmazının sınırında yer alan karayolunun iki tarafına davalı idarenin drenaj kanalları yaptığını, ancak arazinin yapısı dikkate alınmadan ve istinat duvarı ile büzler konulmaksızın fen ve tekniğe aykırı bu yapım nedeniyle meydana gelen heyelan sonucu anılan kanalın kırılarak arazi üzerinde 3000 m²"lik alanın kaydığını ve taşınmazının kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
İdari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece mahallinde keşif yapılarak görev hususunun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak elatmanın önlenmesi davasının kabulüne; tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, davalı idare tarafından yapılan drenaj kanalının heyelan nedeniyle çökmesi sonucu davacı taşınmazına zarar verildiği iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 202 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalı idare tarafından yol çalışması yapılırken oluşan heyelan nedeniyle davacı taşınmazının bir bölümünün heyelan altında kaldığı ve kullanılamaz hale geldiği belirlenmek suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının, temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacının, temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarında taşınmazda heyelan nedeniyle kaymanın devam ettiği belirtilmiştir.
Bilindiği ve gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamada ifade edildiği üzere, taşınmaz tamamen yok olduğu takdirde eski hale getirme bedeli taşınmazın sürüm değerini aşıyor ise davacı taşınmaz sahibine tanınacak hak sürüm değerini aşamaz.
Hal böyle olunca, 3 kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden keşif yapılarak heyelan nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale gelip gelmediğinin ve tamamen yok olma sonucunu doğuracak şekilde el atma ve zarar verme olgusunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu olgu belirlendiği takdirde taşınmazın dava tarihindeki sürüm değerinin saptanması; eski hale getirme giderinin sürüm değerini aştığının anlaşılması durumunda taşınmazın davalı idareye terkin ve tapu kaydının onun adına düzeltilmesine, saptanacak sürüm değerinin de davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi gerekirken değinilen ilke doğrultusunda araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.