Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2772 Esas 2016/7323 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2772
Karar No: 2016/7323
Karar Tarihi: 03.10.2016

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2772 Esas 2016/7323 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2016/2772 E.  ,  2016/7323 K.

    "İçtihat Metni"


    Dolandırıcılık suçundan şüpheliler..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/12/2015 tarihli ve 2015/147892 soruşturma, 2015/90624 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin ... Sulh Ceza Hakimliğinin 11/01/2016 tarihli ve 2016/148 değişik iş sayılı karar aleyhine.. Bakanlığınca verilen 25.05.2016 gün ve 34-4168-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2016 gün ve 2016/235338 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
    Buna göre, dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin niteliklerinin ayrı ayrı nazara alınması gerektiğinden,
    Somut soruşturma dosyası kapsamına göre, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde, bir takım dosya isimleri zikrederek şüpheliler hakkında aynı nitelikte bir çok icra takibi yapıldığı ve haklarında davalar bulunduğuna ilişkin beyanda bulunulmasına karşın ilgili dosyaların içerik ve akibetleri araştırılmadan, keza şüphelilerin ifadesi alınmadan, müşteki taraf dinlenilmeden ve ayrı ayrı delilleri toparlanmadan, yine şüphelilerin satış vaadi sözleşmesi ile ücretini alarak yapmayı taahhüt ettikleri inşaatı yapmamalarına ilişkin atılı suçun hile unsurunun oluşup oluşmadığına ilişkin olaysal olarak değerlendirme yapılmadığı gibi hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden.... Sulh Ceza Hâkimliğinin 11.01.2016 tarih ve 2016/148 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 03.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara