Taraflar arasındaki davadan dolayı Çeşme Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.06.2010 gün ve 2010/71 esas 2010/264 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 01.12.2010 gün ve 11960-12587 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca hak düşürücü süreden davanın reddine dair kararının temyizi üzerine, Dairece, işin esası bakımından davanın reddinin doğru olduğu, ancak, yargılama giderleri yönünden Daire kararında gösterilen gerekçelerle bozulmuştur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delilerden, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilerek, davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin davanın reddine ilişkin karar düzeltme isteği yerinde değildir. Reddine.
Ancak, karar tarihinde bozma gerekçeleri doğru ise de, yargılama sırasında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36.maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesinde, kadastro işlemlerine karşı, Hazine, kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olup, 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulama sürecinin kararın infaz aşamasına kadar uzatıldığı bu düzenlemeye göre, davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerektiği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükmü gözetildiğinde, on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiş bulunduğundan, yargılama giderinden davacı Hazinenin sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, davalı taraf lehinede vekalet ücretine hükmedilemeyeceği tartışmasız olup, bu husus yargılamın yeniden yapılmasını gerektirmediğinden, davacı Hazinenin karar düzeltme isteğinin, HUMK"nun 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin, 01.12.2010 tarih ve 2010/11960 Esas, 2010/12587 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin 01.06.2010 tarih ve 2010/71 Esas, 2010/264 sayılı kararının, hüküm fıkrasının " davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükteki tarife uyarınca 1.000,00TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine " ilişkin (4) nolu bendinin tamamen karardan çıkartılmasına, usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkemenin kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.