Taraflar arasındaki davadan dolayı Çeşme Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.2.2010 gün ve 2009/485 esas, 2010/49 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 1.11.2010 gün ve 9622-11315 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen kararının temyizi üzerine, Dairece, işin esası bakımından davanın reddinin doğru olduğu, ancak, yargılama giderleri yönünden Daire kararında gösterilen gerekçelerle bozulmuştur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delilerden, Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususlar gözetilerek, davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin davanın reddine ilişkin karar düzeltme isteği yerinde değildir. Reddine.
Ancak, karar tarihinde bozma gerekçeleri doğru ise de, yargılama sırasında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36.maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesinde, kadastro işlemlerine karşı, Hazine, kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olup, 6099 Sayılı Yasanın 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulama sürecinin kararın infaz aşamasına kadar uzatıldığı gözlendiğinde bu düzenlemeye göre, davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması gerektiği tartışmasızdır.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükmü gözetildiğinde, on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiş bulunduğundan, yargılama giderinden davacı Hazinenin sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne varki, davalı taraf lehinede vekalet ücretine hükmedilemeyeceği tartışmasız olup, bu husus yargılamanın yeniden yapılmasını gerektirmediğinden, davacı Hazinenin ve davalıların karar düzeltme isteğinin, HUMK"nun 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin, 01.11.2010 tarih ve 2010/9622 Esas, 2010/11315 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına; Yerel Mahkemenin 23.02.2010 tarih ve 2009/485 Esas, 2010/49 sayılı kararının, hüküm fıkrasının " davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükteki tarife uyarınca 1.000,00.-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine " ilişkin (4) nolu bendinin tamamen karardan çıkartılmasına, usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkemenin kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.