Esas No: 2011/4549
Karar No: 2011/5700
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4549 Esas 2011/5700 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FATİH 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2010
NUMARASI : 2010/620-2010/411
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı kurumun lojman binasının bulunduğu 273 parsel sayılı taşınmazın arka cephesine inşa edilen prefabrik yapının, lojman binasının hava akımını ve görüşünü engellediğini, kanalizasyonun sık sık tıkanmasına neden olduğunu, yapının davalılar tarafından kaçak olarak inşa edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, özetle; "...bozmadan sonra yapılan araştırma ve inceleme sonucu dava konusu yapının, davacının havasını ve görüşünü kapattığı, komşuluk hukuku açısından davacıyı rahatsız edip, zarar verdiği, bu durumda belirlenen zararın nasıl ve hangi önlemlerle giderilebileceği hususunda bilirkişilerden yeniden rapor alınması ve elde edilecek tüm somut olguların değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı Kurum vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Yerel Mahkemenin önceki kararı ile Daireninin bozma kararında vurgulandığı gibi, dava açıldığı tarihte, dava konusu kaçak ve ruhsatsız prefabrik nitelikteki yapının, davacı Kuruma ait lojman binasının havasını ve görüşünü kapattığı, komşuluk hukuku açısından davacıyı rahatsız edip, zarar verdiğinin belirlenmiş olduğu, ancak, yargılama sırasında davacı Kurumun taşınmazındaki lojman binasının yıkılmış olması sebebiyle davanın konusuz kaldığı belirlendiğine göre, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere davanın reddedilmiş olması doğru olmadığı gibi, her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olduğu ve davacı Kurumun dava tarihi itibariyle davasında haklı olduğu tartışmasızdır.
Bilindiği üzere; HUMK."nun 425. maddesi hükmünde, davanın esası hakkında karar verilmeyen hallerde yargılama giderinin Hakim tarafından belirleneceği öngörülmüş olup, bu belirlemenin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği şeklinde değerlendirilmesi gereceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi; dava açıldığı tarihte, davacı Kurumun davasında haklı olduğu, davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdikleri gözetilerek, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalıların sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı Kurumun bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.