Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları A...T..."nin malik olduğu 40 parça taşınmazın, ketmedildikleri veraset ilamı ile intikallerinin yapılıp, taksim neticesinde davalılar adına tescil edildiğini, mirasçı gösterilmedikleri veraset ilamının iptali ile yeni veraset ilamının düzenlenmesi için hasımlı dava açtıklarını, mirasçı olmaları sebebi ile çekişme konusu taşınmazda haklarının olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı H...T..., davacıların hisseleri oranında tapu iptal ve tescil isteğini kabul ettiğini bildirmiş, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.
Mahkemece, hasımlı alınan veraset ilamına göre, miras bırakan A..."in mirasçıları arasında davacılarında bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar F... T... K... Ve M... A...T... tarafından süresinde ayrı ayrı temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten de, miras bırakan A... T..."nin 29.02.1964 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları arasında davacıların da yeralmasına rağmen, onları mirasçı olarak göstermeyen veraset ilamı alınarak, davalıların taşınmazların intikalini sağlayarak aralarında taksim etmek suretiyle temlik ve tescilini gerçekleştirdikleri, davacıların yargılama sırasında mirasçı olarak gösterildikleri hasımlı veraset ilamı aldıkları ve kararın kesinleştiği, böylece ketmi verese olgusunun sabit olduğu belirlenerek davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ne var ki, mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi S... Y..."nin yemin tutanağında ve raporda mesleği belirtilmemiş olması sebebi ile rapor sunduğu alanda uzman olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Öte yandan, düzenlenen raporda tüm mirasçılara isabet edecek paylar tek tek gösterilmemiş ve hesaplamaların ne şekilde yapıldığı ayrıntılı açıklanmamış olduğundan denetime elverişli olduğunu da söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca; miras bırakandan intikal eden ve tüm mirasçılarına isabet edecek paylar ve hesaplamada izlenen yol gösterilerek denetime elverişli olacak şekilde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiştir.
Davalılar F...T... K... İle M... A... T..."nin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.