Esas No: 2011/355
Karar No: 2011/5626
Karar Tarihi: 10.5.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/355 Esas 2011/5626 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2010
NUMARASI : 2009/279-2010/247
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan babaları A.."nin 4423 ada 8 sayılı parseldeki payını mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak o zamanki eşi davalı Ş..."ye temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali-tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, satışın gerçek olduğunu, resmi akitte yer alan davacıların davasının dinlenemeyeceğini belirtip, davanın reddini savunmuş, ölümüyle, mirasçıları olan yegenleri davaya dahil edilmişlerdir.
Mahkemece, işlemin mal kaçırma amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.5.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A... D...ile temyiz edilen vekili Avukat M... G... Geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 4423 ada 8 parsel sayılı taşınmazın murisin ilk eşi ve davacıların annesi olan S... adına kayıtlı iken, S..."in 06.03.1985"te ölümüyle, taşınmazın muris A... ile çocukları olan davacılar A..., A... ve A..."a 1/4"er paylarla intikal ettiği; muris A...ile çocukları A...ve A..."ın taşınmazdaki 1/4"er paylarını (toplam 3/4) 29.04.2002 tarihli resmi akitte, muris A..."nin 16.06.1987"de evlendiği ikinci eşi davalı Ş..."ye satış yoluyla devrettikleri, resmi akitte muris A... ile oğlu A..."ın bizzat yer aldıkları, A..."i ise vekili olan kardeşi A..."in temsil ettiği; daha sonra, A..."in taşınmazdaki 1/4 payının da, davalı Ş... tarafından A... aleyhine girişilen icra takibi sonunda 12.05.2008 tarihli cebri ihalede satın alındığı; böylece, taşınmazın tamamının Ş..."ye geçtiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, muris A...ile Ş..."nin, 15.04.2004 tarihinde açılan ve 11.04.2007"de kesinleşen boşanma davası sonunda boşandıkları;A...11.06.2008"de ölünce de, geride mirasçıları olarak ilk eşinden olma oğulları A..., A... ve A..."ın kaldığı sabittir.
Davacılar A..., A...ve A..., babalarının davalı Ş..."ye yaptığı pay temliki hakkında Ş... aleyhine 10.06.2009"da eldeki davayı açarak iptal-tescil isteğinde bulunmuşlar; Ş..."nin yargılama sürerken 17.12.2009 tarihinde çocuksuz ölmesiyle de, geride kalan mirasçı yeğenLeri H... ve B..."ı davaya dahil etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ne varki, muris A..."nin taşınmazdaki payını davalıya temlik ettiği 29.04.2002 tarihli resmi akitte davacıların da yer almalarının, aynı resmi akitteki işlem nedeniyle muvazaa iddiasında bulundukları eldeki dava bakımından hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracağı düşünülmemiştir.
Bilindiği üzere, TMK."nun 2. maddesi; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” şeklindeki düzenlemeyi içermektedir. Anılan Yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur. Aksine düşünce, kötü niyeti teşvik etmek, en azından ona göz yummak anlamına gelir. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış, daima mahkum edilmiştir. Nitekim, uygulama ve bilimsel görüşler de bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 10.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.