Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4669 Esas 2011/5365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4669
Karar No: 2011/5365
Karar Tarihi: 05.05.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4669 Esas 2011/5365 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/4669 E.  ,  2011/5365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/10/2010
    NUMARASI : 2010/458-2010/752

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalıya ait 1143 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, tapu iptali ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu, ancak davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bu yöne hasren bozulmuş, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve sicilin kütükten terkini isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.
    Ne var ki, temyiz aşamasında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 Sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md.) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 Sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı da yoktur.
    Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda 6099 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara