Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişmeye konu yolun bir bölümünün kadastroca 879 parsel sayılı taşınmazına uygulanan tapu kaydının kapsamında kaldığını ileri sürerek, tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu kaydına dayalı tespit harici yolun bir bölümünün tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hükme esas alınan 23.8.2008 tarihli teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen kırmızı boyalı yerin davacının dayandığı tapu kaydının mesnedini oluşturan tescil haritası kapsamında kaldığının tespitine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, davadaki istek tescil olup, tespite yönelik bir istek bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kurulan hükmün infaza elverişli şekilde oluşturulması gerekirken infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Mahkemece, yapılan uygulama neticesinde krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün T.M.K."nun 719. ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 20.maddesi hükmü uyarınca tescil haritası kapsamında kaldığı keşfen sabittir. Mahkemece, bu olgu gözetilerek karar verilmiş ise de, teknik bilirkişilerin raporundan, tescil krokisi kapsamındaki taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak, yeni imar çaplarının oluştuğu izlenimi uyanmaktadır.
Bu durumda, tapu sicilinin tutulması kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, mahkemece, tescil haritası kapsamıyla, imar uygulamasına esas tutulan krokilerin çakıştırılarak, yeni imar parsellerinin oluşup, oluşmadığı; oluştu ise, kime özgülendiği, bu arada çekişme konusu edilen yolun imarla ne gibi bir işleme tabi tutulduğu ve oluşturulan imar çaplarının içerisine alınarak, davacıya özgülenip, özgülenmediği hususlarının tespit edilmesi halinde çekişmenin giderilebileceği açıktır.
O halde, değinilen hususlar gözetilerek, bir araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece, bu konuda bir inceleme, araştırma ve uygulama yapılmaksızın, eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde, davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.