Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2385 Esas 2011/5274 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2385
Karar No: 2011/5274

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2385 Esas 2011/5274 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/2385 E.  ,  2011/5274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/03/2009
    NUMARASI : 2005/1237-2009/146

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 1 nolu kadastral parselde kendisine ait bölümde yapılaşmaya giderek tasarrufta bulunduğunu, yeniden yapılan kadastro çalışmasında kendisine ait yerin 25 parsel olarak davalılar H... oğlu K... ve Z... Adına tescil edildiğini ileri sürerek zemindeki fiili duruma göre tapu kaydının düzeltilmesini istemiş, yargılama sırasında davaya müdahil olan Z... oğlu K... E... ise; 26 nolu parselin adına tescil edilmesi gerekirken 27 nolu parselin kaydedildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar,yanıt vermemişlerdir.
    Mahkemece, iddiaların sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm yalnızca kayıtla ilgisi bulunmayan davalı Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 2302 ada 1 sayılı kadastral parselin bulunduğu yerde 25.1.1993 tarihinde 2981 sayılı yasanın 10/b maddesi uyarınca yapılan tespitin 22.2.1995 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere 2981 sayılı yasanın 10/b maddesinin 2. bendinin 2. fıkrası Islah imar planlarının yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın onayların alınmasına ve ilanların yapılmasına (askı ilanları hariç), komisyonların kurulmasına lüzum kalmaksızın 2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri veya 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre hak sahipleri tespit veya yeniden tayin edilerek adlarına tescil edileceğini belirtmiştir. Bu nedenle koşulların oluşması durumunda olayda 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinin uygulama yeri bulabileceği kuşkusuzdur.
    Nevar ki; davanın kayıtla ilgili tarafların kabul kararını temyiz etmemelerine rağmen bu kişilerin her zaman için birlikte müracaat suretiyle tapu kaydının düzeltilmesini ve 2981 sayılı yasanın 10/b maddesi ile amaçlanan sonucu bu yolla gerçekleştirmeleri mümkündür.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklandığı üzere 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara