Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/63 Esas 2011/5251 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/63
Karar No: 2011/5251
Karar Tarihi: 03.05.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/63 Esas 2011/5251 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/63 E.  ,  2011/5251 K.
  • İHALENİN FESHİ
  • YOLSUZ TESCİL
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 134
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (2004) Madde 18
  • BORÇLAR KANUNU (818) Madde 226

"İçtihat Metni"

ÖZET: İHALENİN USULSÜZLÜĞÜ NEDENİYLE FESHİ İSTENEBİLECEĞİ GİBİ, İHALE SONUCU EDİNİLEN MÜLKİYETE DAYALI TESCİLİN YOLSUZ OL­DUĞU İLERİ SÜRÜLEREK, TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI DA AÇILABİLİR.

İHALENİN FESHİ, İCRA TETKİK MERCİİNDEN ŞİKAYET YOLUYLA, İHALE TARİHİNDEN İTİBAREN YEDİ GÜN İÇİNDE İSTENEBİLİR. İLGİLİLERİN İHALE YAPILDIĞI ANA KADAR CEREYAN EDEN MUAMELELERDEKİ YOLSUZLUKLARA EN GEÇ İHALE GÜNÜ ITTILA PEYDA ETTİĞİ KABUL EDİLMİŞ OLUP, BU DOĞRULTUDA İHALENİN FESHİ İSTEKLERİNİN REDDEDİLMİŞ OLMASI, YOLSUZ TESCİL NEDENİNİ ORTADAN KALDIRMAZ.

Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, adına kayıtlı 1993 ada 18 sayılı parseldeki 2 ve 3 nolu dük­kanların Fatih İkinci İcra Müdürlüğü’nün 2006/7146 esas sayılı dosyası ile davalılara ihale edildiğini, yapılan işlemlerin usulsüz tebligatlar sonucunda davacının gıyabında gerçekleştirilen yasaya aykırı işlemler olduğunu, davalılar adına oluşan tescillerin yolsuz nitelik taşıdığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, açılan ihalenin feshi davasının reddedilip kesinleştiğini belirtip, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, Tetkik Mercii tarafından verilen ihalenin feshi ile ilgili ka­rarların kesin hüküm niteliğinde olup genel mahkemeleri de bağlayacağı ge­rekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş ol­makla, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı, adına kayıtlı 1993 ada 18 sayılı parseldeki 2 ve 3 no’lu dük­kanların Fatih İkinci İcra Müdürlüğü’nün 2006/7146 esas sayılı dosyasında davalılara ihale edildiği, işlemlerin başından sonuna kadar yasaya aykırı ol­duğu, kendisinin gıyabında yürütüldüğü, tebligatların usulsüz yapıldığı, bu nedenlerle tescilin de yolsuz nitelik taşıdığı iddialarıyla eldeki davayı açmıştır.

Mahkemece, davacı tarafından yapılan ihalenin feshi başvurusunun Fatih İcra Mahkemesi’nin 2007/378 esas ve 2007/776 karar sayılı ilamı ile reddedildiği ve kesinleştiği, bu kararın kesin hüküm niteliğinde olup genel mahkemeleri de bağlayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada yolsuz tescil nedenine dayanıldığı açıktır.

Bilindiği üzere, İcra İflas Kanunu’nun 134. maddesi hükmü çerçe­vesinde ihalenin usulsüzlüğünden bahisle feshi istenebileceği gibi, ihale so­nucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu ileri sürülerek, tapu iptal ve tescil davası açılmasına da yasal engel yoktur.

Öte yandan, İİK’nın 18. maddesi uyarınca icra yargılaması basit usule tabidir. Aynı Yasa’nın 134. maddesinin ikinci fıkrasında ise, “ihalenin feshi, BK’nın 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, ... yalnız tetkik merciinden şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir” hükmü düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere anılan hükümler, icra hukuku ile sınırlı olan, basit yargı­lamaya tabi bulunan ve İcra Tetkik merciinden şikayet yoluyla istenebilen fesihleri tanımlamaktadır. Bu kapsamda kalan bir soruşturma ve değer­lendirmenin, tapu kayıtlarının oluşumundaki illilik prensibi karşısında mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet ede­meyeceği; değişik ifadeyle, ihalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması key­fiyetinin, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı kabul edil­melidir.

Hal böyle olunca, işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlan­ması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.

Davacının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Ka­bulüyle, hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alı­nan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2011 tarihinde oy­birliğiyle karar verildi.

Hemen Ara