Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4694 Esas 2011/5162 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4694
Karar No: 2011/5162

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4694 Esas 2011/5162 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/4694 E.  ,  2011/5162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/02/2011
    NUMARASI : 2009/559-2011/34

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacı, dava konusu 436 parsel sayılı taşınmazın 3/5 payını 12.11.2008 tarihinde satış yoluyla iktisap ettiğini, davalıların akdi ve hukuki bir ilişki olmaksızın taşınmazı işgal ettiklerini, tahliye ve ecrimisil tahsili için noter kanalıyla ihtarname keşide edildiği halde sonuç alınamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 32.500,00.-TL ecrimisil tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, çekişmeli taşınmazın 3/5 payının, davacının ortağı olduğu şirketlere olan borcuna karşılık teminat olarak temlik edildiğini, borç ödendikten sonra taşınmazın mülkiyetinin devri konusunda anlaştıklarını 2/5 payının ise aynı şekilde dava dışı bir şirkete devredildiğini, davacıya olan borcun büyük bir kısmının ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; taraflar arasında inançlı işlem olduğu, taşınmazın muvafakate dayalı olarak kullanıldığını, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile yönelik taleplerin dinlenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;.dava konusu taşınmazın davalı K.. K.. Adına kayıtlı iken 3/5 payının, 12/11/2008 tarihinde satış suretiyle davacı adına, 2/5 payının ise dava dışı S... S... adına  kayıtlandığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Davacı dava dilekçesinde; davalının haklı ve geçerli neden bulunmaksızın taşınmazını kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalılar ise savunmalarında, davacının ortağı olduğu şirketlere olan borcuna karşılık çekişme konusu taşınmazın 3/5 payını davacıya, 2/5 payını ise dava dışı S... S...’e teminat olarak devrettiğini ileri sürmüş ve 11.11.2008 tarihli, “protokol” başlığını taşıyan belgeye dayanarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Gerçekten de, 11.11.2008 tarihli belgede taşınmazın davacıya olan borca karşılık teminat olmak üzere devri borcun tamamen ödenmesi halinde mülkiyetin davalıya iadesinin kararlaştırıldığı ancak bu süreçte bedelsiz oturması konusunda bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Medeni Kanunu’nun 683 maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı ve çap iptale kadar geçerlidir. Davalının savunması ise bir iptal ve tescil davasının konusunu teşkil eder.
    Ancak; davacının; dava dilekçesinde taşınmazla ilgili olarak bir değer belirtmediği, yargılama sırasında da taşınmazın değeri konusunda bir açıklama yaptırılmadığı, keşfen değerin saptanmadığı ve harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edildiği görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür davalarda, HUMK.’nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca; dava değerinin ve buna göre alınacak harcın çekişme konusu taşınmazın ve üzerindeki muhdesatın değerinin toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Yasası, harcın alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Anılan Yasasının 30. ve 32. maddelerinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarife göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması gerekirken, maktu harç alınmakla yetinilmesi isabetsizdir.
    Davacının temyiz itirazları bu yönüyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.05.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara