Esas No: 2011/4460
Karar No: 2011/5133
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4460 Esas 2011/5133 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SOLHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2010
NUMARASI : 2009/161-2010/164
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, senetsizden davalı adına tespit ve tescil edilen 31 ve 1 parsel sayılı taşınmazların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapuların iptal ve tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı lehine zilyetlik koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu 31 ve 1 parsel sayılı taşınmazların senetsizden davalı adına 2006 yılında tespit ve tescil edildiği, davacı Hazinenin çekişmeli taşınmazların özel mülke konu olamayacağı, davalı lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı, davalının çekişmeli taşınmazlara ait olduğunu ileri sürdüğü tapu ibraz ettiği, mahallinde yapılan keşifte denetime elverişli, hükme yeterli biçimde tapu kaydının uygulanmadığı, mahalli bilirkişinin "yönleri itibariyle tapu bu yere uymaz" biçimindeki soyut beyanı haricinde, dayanak tapu ile ilgili aşağıda açıklanan ilkeler kapsamında bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.
Bilindiği üzere; Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı,usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir araştırma yapılması tapu kaydının varsa tescil krokisinin mahalline uygulanması uygulamayı yansıtan infaza elverişli bilirkişilerden rapor ve kroki alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.