Esas No: 2011/1921
Karar No: 2011/5108
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/1921 Esas 2011/5108 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2010
NUMARASI : 2009/467-2010/343
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 5 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölüm
bakımından, komşu apartmanda inşa edilen su deposunun inşa şekli ve monte edildiği yer nedeniyle tehlike oluşturduğunu, görüntü kirliliğine yol açtığını ileri sürerek, komşuluk hukukuna aykırı elatmanın önlenmesi, yıkım ve eski halin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yönetici olmadığını bildirerek, husumetten davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, dairece; “ eksik araştırma ile karar
verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, özellikle aralarında yapı ve statik hesaplarını yapma yetki veya yeteneğine sahip inşaat mühendisinin dahil olduğu 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde yeniden keşif yapılması, önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden bir husus saptandığı takdirde hangi önlem ya da önlemlerle giderilebileceğini kapsar biçimde rapor alınması sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dairenin bozma ilamı sonrasında davacının maliki olduğu 5 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümü 29.05.2009 tarihli akitle satış suretiyle C.Arıcılar’a temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, olayda HUMK.nun 186. maddesinin uygulanmasının ön plana çıkacağı açıktır. Nitekim, dava konusu taşınmazın yeni maliki C. davaya davacı sıfatıyla müdahale talebinde bulunmuş, ne var ki, bu istek mahkemece, kabule şayan görülmemiştir.
Bilindiği gibi, dava konusu yapılmış mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile, o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılır. Çünkü, dava hakkı asıl haktan ayrı bir hak değildir ve bu nedenle yalnız başına başkasına devredilemez. Taraflardan birinin, dava sırasında müddeabihi başkasına devretmesi halinde, artık müddeabih üzerinde tasarruf yetkisi kalmaz. Başka bir deyimle, müddeabihi devreden tarafın artık o davada taraf sıfatı kalmaz. Bu nedenle, müddeabihi başkasına devretmiş olan tarafın, o davaya taraf sıfatıyla devam etmesine veya kendisine karşı o davaya devam edilmesine imkan yoktur.
Dava konusu mal veya hakkın temliki ile beraber mevcut dava bir değişikliğe uğrayacaktır. Ve bu değişiklik yasak itirazı ile karşılaşmayacaktır. HUMK.nun 185. maddesinin 2. bendinin 2. fıkrasında bu değişiklikte hasmın onayının gerekli olmadığı açıklanmıştır. Başka bir ifadeyle, davacının dava konusunun temliki halinde devralan kişinin davalının onayına gerek olmaksızın davacının yerine geçip, onun hak ve yetkilerini kullanacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan, mahkeme, dava konusunun bir başkasına temliki halinde, bunu kendiliğinden (re’sen) gözetmek ve işlem yapmak durumundadır.
O halde, yeni malik C.A.ın duruşmaya kabulü ile yargılamanın onun huzuru ile yapılması gerekirken davada sıfatı kalmayan eski malik hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de, bozma sonrası yapılan uygulama sonrası alınan bilirkişi raporunun benimsenmesi ile anılan rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçede açıklanmasına rağmen bu hususla ilgili gerekçe gösterilmeksizin hüküm yerinde rapordan ayrı karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.