Esas No: 2011/4029
Karar No: 2011/5106
Karar Tarihi: 28.04.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4029 Esas 2011/5106 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : PENDİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2010
NUMARASI : 2009/469-2010/457
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 1526 ada 7 (eski 855 ada 2) parsel sayılı taşınmazın S. O.vakfından olup, taşınmazın malikleri P., A., Mari ve Y.’ın gaip olduklarından 1998 yılında davalının kayyım tayin edildiğini, 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğunu, yerin mahlulen vakfına intikal ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mutasarrıflarının gaipliğine ve taşınmazın S. O. Vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kadastro tespitinden itibaren zaman aşımı süresinde davanın açılmadığını, 10 yıllık kayyımla idare süresi dolduğundan dava konusu taşınmazın hazine adına tescili gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın aslının vakıf olup mutasarrıfları gaip olduğundan 1999 yılından beri kayyumla idare edildiği, yerin vakfına intikal ettiği, Türk Medeni Yasının 588. maddesi gereğince kayıt maliklerinin gaipliğine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, gaiplik ile tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 1526 ada 7 parsel sayılı taşınmazın malikleri P., A.M.ve Y.davalının kayyım tayin edildiğinin 12.01.1999 tarihinde tapu kaydına şerh düşüldüğü, yine yerin tapu kaydında S.O.Vakfından olduğu şerhinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi hükmü uyarınca mutasarrıfların gaip olduklarının kanıtlanması durumunda taşınmazın aslına (vakfına) döneceği açıktır.
Ne var ki, taşınmazın kayıt maliki kişilerin gaip olup olmadıkları yönünden mahkemece bir araştırma yapılmadığı gibi, Türk Medeni Kanununun 588. maddesi gereğince gaipler hakkında en az iki kez usulüne uygun ilan yapılacağı öngörüldüğü halde bu hususunda gözetilmemiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların mutasarrıflarının gaip olup olmadıkları bakımından gerekli araştırma ve soruşturmanın yapılması, nüfus kayıtlarının ve kayyımlık dosyasının temini, zabıta araştırması ile usuli dairesinde gerekli ilanların yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.