Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7387 Esas 2020/8097 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7387
Karar No: 2020/8097
Karar Tarihi: 09.12.2020

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7387 Esas 2020/8097 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/7387 E.  ,  2020/8097 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım, Temliken Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın asıl davanın kabulüne karşı davanı reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, vekil edenine ait 102 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerine davalının yaklaşık 1991 yılında, zemin katı garaj ve kömürlük, 1. katı düğün salonu ve lojman olarak kullanılan toplam 501 m2 (85 m2’si 1 parselde 416 m2’si 2 parselde olan) 2 katlı bina yaptığını belirterek, davalının elatmasının önlenmesine ve yapının kâl’ine karar verilmesini talep etmiştir.
    Karşı davada davacı/asıl davada davalı vekili, vekil edeninin yapıyı iyiniyetle yaptığını belirterek yapının temliken vekil edeni adına tescilini talep etmiştir.
    Mahkemece ilk olarak, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, karşı davanın ve fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle kâl talebinin reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi eksik araştırma sebebiyle kararı bozmuş ve bozmaya uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Akabinde Mahkemece kâl talebine ilişkin davacının subjektif yararlanma olanağı bulunmadığı ve asgari levazım bedelini depo etmediği gerekçesiyle aynı karar verilmiştir. Yine taraf vekillerince kararın temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, “..davacı Hazine vekili mevcut yapılardan subjektif yararlanma olanağının bulunmadığını, temellük edemeyeceklerini bildirerek yıkım isteğinde ısrar etmiştir. Bu durumda TMK"nin 723. maddesinin uygulamayacağı açıktır. Hal böyle olunca, davacı Hazinenin yıkım isteğinin asgari levazım bedeli alınmaksızın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yıkım isteği bakımından davanın reddi doğru değildir.” şeklindeki gerekçeyle kararı bozması sonrası Mahkeme hükmünde direnmiş ve dosya Hukuk Genel Kurulu önüne gelmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nca da, “..Özel Daire bozma ilamında taşkın inşaatın olduğuna işaret edilmiş ise de, davada haksız inşaatın söz konusu olduğu ve taşkın inşaattan söz etme imkanın bulunmadığı açıktır. Kaldı ki, Hazine yönünden anılan yapıların subjektif bir değer taşımadığı, subjektif yararlanma durumu ve temellük iradesi bulunmadığı dosya kapsamı ile de sabittir. Ayrıca, Hazine mallarında iyiniyet iddiasının dinlenme olanağı da bulunmadığı gibi TMK nin 723. maddesinin uygulamayacağı da tartışmasızdır…O halde yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve gerekçelerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” şeklindeki gerekçeyle Özel Daire bozma ilâmına uyulması gerektiğine karar verilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davalı tarafından davacıya ait Sandıklı ilçesi, Akharım Kasabası, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ..."in 02.02.2009 ve 20.04.2009 tarihli rapor ve krokisinde A harf ve Turuncu renk ile gösterilen 85 m2 ve 102 ada 2 parsel sayılı taşınmaza B harf ve Sarı renk ile gösterilen 416 m2 olmak üzere toplamda 501 m2"lik alana bina yapılmak suretiyle oluşan müdahelenin men"ine, kararın kesinleşmesine müteakip 60 günlük süre içerisinde yapının kal"ine, kal masrafı olarak 15.000 TL"nin tespitine, temliken tescile ilişkin karşı davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, asıl dava davalısı/karşı dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kâl, karşı dava temliken tescil istemine ilişkindir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, asıl dava davalısı/karşı dava davacısı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2. Davalı vekilin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece dava konusu taşınmazların üzerinde bulunan binanın kâl’ine karar vermekle yetinilmesi ve kâl masrafı tespit edilmemesi gerekirken, 60 günlük süre içinde yapının kâl’ine ve kâl masrafı olarak 15.000 TL bedelin tespitine karar verilmiş ise debu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısmının HUMK"un 438/7. (HMK 370) maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Asıl dava davalısı/karşı dava davacısı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, diğer temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulüyle, hükmün 1. bendinin sonunda geçen “kararın kesinleşmesine müteakip 60 günlük süre içerisinde yapının kal"ine, kal masrafı olarak 15.000 TL nin tespitine” ifadesinin hükümden çıkarılmasına, yerine “taşınmazlar üzerindeki binanın kâl’ine” ifadesinin eklenmesine ve Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nin 304. maddesi 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara