Esas No: 2011/3084
Karar No: 2011/4976
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3084 Esas 2011/4976 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2010
NUMARASI : 2009/82-2010/90
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 116 parsel sayılı taşınmazın 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme işlemleri sonucu sınırlarının değiştirildiğini, 100.66 m2"lik bölümünün davalılara ait 117 parsele ilave edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme çalışması sonucu davacıya ait 100.66 m2"lik bölümün davalılara ait 117 parsel kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 2859 Sayılı Yasa uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucu oluşan sınır değişikliği nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Gerçektende, 2859 Sayılı Yasa uygulamasında aynı yasanın 4.maddesi uyarınca mülkiyet değişikliği yaratacak nitelikte bir uygulama yapılmasına olanak yoktur. Bir başka ifade ile yerine uygulanabilir nitelikte olan asıl paftaya değer verilerek mülkiyet kapsamının belirlenmesi asıldır.
Somut olayda, çekişme konusu 116 parsel sayılı taşınmazın davacıya 117 parsel sayılı taşınmazın ise davalılara ait olduğu sabittir. Davacı yenileme sırasında malik olduğu taşınmazın 100 m2"lik bölümünün davalılara ait 117 parsel içerisinde bırakılmak suretiyle zararına sebebiyet verildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış ve mahkemece yapılan keşif neticesinde elde edilen teknik bilirkişi Harita Mühendisi Ö.Ö.n düzenlediği 29.01.2010 tarihli raporda yenileme sonucu oluşan parseller ile kadastral parseller ve paftaları arasında herhangi bir mübayenetin bulunmadığı ve aynen örtüştükleri bildirildiği halde, mahkemece aynı adada bulunan 121 ve 122 sayılı taşınmazlar bakımından açılan ve kabulle sonuçlanan Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/123 esas 2008/69 karar sayılı dosyasında bulunan ve kaymaların varlığına değinen 26.03.2007 tarihli bilirkişi raporu gözetilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, derecattan geçerek kesinleşen ve kabulle sonuçlanan davada eldeki davanın tarafları yer almamış ve aynı zamanda çekişmeye konu parseller dava konusu yapılmamıştır. Her ne kadar derecattan geçen kararda belirlenen olgu güçlü delil olarak kabul edilebilir ise de eldeki davanın taraflarını bağlamayacağı tartışmasızdır.
Eldeki, davada temin edilen bilirkişi raporunun doğruluğu tapu sicil müdürlüğünün 31.08.2007 tarihli yazısı gerekçelendirilmek suretiyle tespit edilmiştir. Gerek bu yazı ve gerekse rapor daha önce kesinleşen davaya konu edilen rapor ve krokiyle mubayenet içerisindedir. O halde, mahkemece hangi bilirkişi raporunun gerçeği yansıttığı hususunun açıklığa kavuşturulması, çelişkinin çözümü için zorunludur. Buna göre 3 kişilik harita mühendisi ve tapu fen memuru sıfatını taşıyan ehil bilirkişilerden müteşekkil heyet huzuruyla mahallinde yeniden keşif yapılarak tapu sicil müdürlüğünün belirtilen yazısıda dikkate alınmak suretiyle iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ondan sonra açıklığa kavuşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, bidayette kesinleştiği anlaşılan dava hakkında iade-i muhakeme isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu hususunda mahkemece araştırılması ve bu dosyanında değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmelidir.
Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.