Esas No: 2011/2812
Karar No: 2011/4975
Karar Tarihi: 28.04.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2812 Esas 2011/4975 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ECEABAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2010
NUMARASI : 2004/99-2010/74
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanı S.M."nun maliki olduğu 490 ve 828 parsellerin tam mülkiyetini, 30 parselinde çıplak mülkiyetini mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalı kızına satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali, tescil veya tenkis isteğinde bulunmuştur.
Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, davacıyada temlikte bulunulduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa nedeniyle iptal-tescil ve tenkis koşullarının oluşmadığı, miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçlar arası paylaşım olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın bir kısım mirasçılar tarafından açıldığı, yargılama aşamasında mahkemece, isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 01.11.2006 tarihli oturuma katıldığı ve yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, sonraki bazı celselere davacı ile birlikte geldiği en son 20.02.2008 tarihli oturuma katıldığı ondan sonraki oturumlarına katılmadığı, davanın davacı vekili tarafından takip edilerek sonuçlandırıldığı görülmektedir.
Bilindiği üzere; Tereke adına (Türk Medeni Kanununun 640. Maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile gerçekleştirileceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılması asıldır. Sıfatı kalmayan tereke iştirakçisi Yüksel"in davayı takip etmiş olması da neticeye etkili değildir.
Hal böyle olunca, tereke temsilcisinin 20.02.2008 tarihli oturumdan sonra davayı takip etmediği gözetilerek, takipsiz bırakılan sürede dikkate alındığında HUMK"nun 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.