Esas No: 2011/4524
Karar No: 2011/4932
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4524 Esas 2011/4932 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SARIYER 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2008
NUMARASI : 2004/173-2008/107
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mülkiyeti idareye ait 73 parsel sayılı taşınmaza davalının gecekondu yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davacı idare tarafından kendisine verilen tapu tahsis belgesine dayalı olarak iyiniyetle taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.11.2008 Cuma günü saat:09.20"de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu 73 parsel sayılı taşınmazın davacı idareye ait olduğu, davalının taşınmazı taşkın yapı (gecekondu), çardak ve kömürlük yapmak ve bir kısmınıda bahçe olarak kullanmak suretiyle tasarruf ettiği; her ne kadar davalıya tapu tahsis belgesi verilmiş ise de, tapu tahsis belgesinin 21.10.1987 tarihinde iptal edildiği, iptal kararına karşı davalı tarafından İdare Mahkemesinde açılan davanın reddedilip kararın kesinleştiği gözetildiğinde, artık davalının, dava konusu taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının, öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne varki, HUMK"nun 83. maddesi uyarınca, aynı davada ancak her tarafın bir kez ıslah hakkını kullanabileceği açıktır.
Somut olayda, davacı idarenin dava dilekçesi ile çekişme konusu taşınmazdaki davalıya ait 38 kapı nolu gecekondunun yıkılması suretiyle el atmanın önlenmesini ve 340.000.000.-TL. (340,00.-TL.) ecrimisil isteğinde bulunduğu halde, 28.1.2005 tarihli ıslah dilekçesiyle işgal edildiğini ileri sürdüğü alanı 60,61 m² ecrimisil talebini 954.981.262.-TL ( 954,98 TL) olarak arttırdığı, sonradan ikinci kez verdiği 9.5.2005 tarihli ıslah dilekçesinde ise, işgal 218,09 m², ecrimisil talebini 3.240,00.-YTL olarak belirterek, bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istediği; mahkemece de, davacı İdarenin ikinci ıslah dilekçesini dikkate alarak davanın kabulüne karar verdiği görülmektedir
Bu durumda, davacı İdarenin, ikinci kez yaptığı ıslahla hem ecrimisil tutarını, hemde elatılan yerin yözölçümünü genişlettiği açıktır. Ne varki, HUMY"nun 83.maddesi uyarınca bir davada taraf ancak bir kez ıslah yapma hakkına sahiptir. İkinci defa ıslah yoluna başvuramaz.
O halde, mahkemece yapılması gereken, iş HUMK"nun 83. maddesi hükmü gereğince davacı İdarenin ikinci ıslahını geçersiz sayarak, hem elatılan yerin miktarı, hemde ecrimisil miktarı bakımından birinci ıslaha itibar edilerek bir hüküm kurulmasından ibaret olduğu halde, HUMK"nun 83. maddesine açıkca aykırılık teşkil edecek biçimde, ikinci ıslahtaki miktarlar üzerinden davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazı değinilen yönü itibariyle yerindedir.Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.