Esas No: 2014/5509
Karar No: 2016/7165
Karar Tarihi: 28.09.2016
Dolandırıcılık - iftira - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/5509 Esas 2016/7165 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, iftira
HÜKÜM : 1- TCK"nın 157/1, 52/2 ve 53/1-a,b,c,d,e. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 267/1, 52/2 ve 53/1-a,b,c,d,e. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dolandırıcılık ve iftira suçlarından sanıkların mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Katılan ..."in kullanmış olduğu... numaralı hattı, .... numaralı telefon hattından arayan şahsın kendisini polis olarak tanıttığı, katılana telefon hattının ve banka hesabının teröristler tarafından kullanıldığını, kendisine yardım edilmesi amacıyla ... numaralı hatta kontör göndermesini ve ... adına açılmış olan hesaba kendi hesabındaki paraları aktarmasını istediği, katılanın da ... Bankası... şubesindeki hesabında bulunan 25.900 TL"yi verilen hesaba aktardığı, ayrıca belirtilen telefon numarasına da 180 TL değerinde kontör gönderdiği, daha sonra kendisini arayan telefon numarasını aradığında ulaşamaması üzerine dolandırıldığını anlayıp şikayetçi olduğu, paranın çekildiği... Bankası... şubesindeki hesabın mağdur ..."ye ait olduğu, mağdurun daha önceden tanıdığı sanık ... ..."in iş yerine giderek, evini sattığından hesabına para geleceğini, kendi hesabının bloke olduğunu beyan ettiği ve mağdurdan banka hesap numarasını istediği, sonrasında sanıklar ve mağdurun birlikte bankaya gittikleri ve hesaba gelen parayı çektikleri, mağdurun bu parayı sanık ... ..."e verdiği şeklindeki somut olayda;
A- Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Telefon hattı ve banka hesabının terör örgütü tarafından kullanılmış olması nedeniyle tehlikede olduğuna inandırılan katılanın korkutulması sonucunda menfaat temin edilmiş olması göz önünde bulundurularak, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlemediğine, eksik inceleme ile karar verildiğine ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında yer alan; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık ... hakkında iftira suçundan kurulan hüküm ile sanık ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
1- Sanık ..."in hükümden sonra 11/12/2013 tarihinde öldüğünün UYAP üzerinden MERNİS"ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında, hakkında açılan kamu davalarının 5237 sayılı TCK"nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanık ... hakkında yapılan incelemede iftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekmekte olup; somut olayda, sanıkların mağdur ... hakkında, suç isnadıyla ihbar ve şikâyette bulunmalarının söz konusu olmaması karşısında; iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmolunması,
Kabule göre de,
TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun“ sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca sanık ... yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 28/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.