Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3381 Esas 2011/4793 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3381
Karar No: 2011/4793

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3381 Esas 2011/4793 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3381 E.  ,  2011/4793 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/12/2010
    NUMARASI : 2010/335-2010/402

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, Hazine adına kayıtlı 670 ada, 9,10,17 parsel sayılı taşınmazların imar planına ve Kıyı Kanunu ile ilgili Yönetmeliklere uygun hale getirilmesi için 02/03/2001 tarihli protokolle davalı Belediyeye 10 yıl süre ile kiralandığını, davalının 17 parsel sayılı taşınmaza anılan protokole ve 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili Yönetmeliklere aykırı yapılandığını ileri sürerek, hakem sıfatı ile yargılama yapılarak binaların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişmeli taşınmaza yap-işlet-devret yoluyla 3. kişi tarafından sabit olmayan tesisler yapıldığını, yasaya ve protokole aykırılık bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, aşamalarda 20.06.2008 tarihi itibariyle kıyıya terk edilen yerde hazinenin mülkiyet hakkının kalmadığını, dava açma ehliyetinin bulunmadığını bildirmiştir.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ …yıkım istekli davanın taşınmazın aynına ilişkin olup bu tür uyuşmazlıkların 4916 sayılı Yasanın 24. maddesi gereğince hakemin görev alanından çıkarıldığı bu nedenle davanın genel yargı yerinde görülmek üzere görev yönünden reddine karar verilmesi gereğine değinilerek” bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava; denizden dolgu alanında inşa edilen yapıların yıkımı isteği ile açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu yapıların, 17 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve denizden dolgu yapılarak elde edildiği, taraflar arasında düzenlenen 02.03.2001 tarihli protokol uyarınca iki adet betonarme gazino inşa etmek suretiyle davalı belediye tarafından tasarruf edildiği anlaşılmaktadır
    Gerçekten de; çekişme konusu yapıların, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki  (28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca belirlenen ve tanımı 3621 Sayılı Yasasının 4. maddesinde yapılan kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan denizden doldurmak suretiyle elde edilen ) yer kapsamında kaldığı, davalı Belediyenin taşınmazda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı dosya kapsamı ile sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; denizden dolgu yoluyla elde edilen alanlar devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, kamu malı niteliğindedir. Bu yerlerde yapılaşmak 2634 Sayılı Turizm ve Teşvik Kanunu’nun 3 ve 6. maddeleri ile 3621 sayılı Kıyı Kanununun 6 ila 10. maddelerinde öngörülen koşulların yerine getirilmesi ile mümkündür.
    Bilindiği üzere; 3621 Sayılı Yasanın 6. maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda  ne gibi yapılanmanın mümkün olmayacağı belirtilmiş, 2. fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım….gibi sayılan yapı ve tesislerin yapılabileceği kabul edilmiştir. Anılan madde hükmünden de anlaşılacağı üzere sözkonusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile ancak mümkündür.
    Diğer taraftan “doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar” başlıklı 7. maddesinde; denizden doldurma ve kurutmayı yapmak bakımından bir takım usulü işlemler ve prosedür öngörülmüş ve bir takım izinlere bağlanmış, 8. maddesinde ise; “ Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü madde de belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamayacağı,  uygulama imar planı bulunan yerlerde de duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı, moloz, toprak, cüruf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemeyeceği, kazı yapılamayacağı düzenlenmiştir.
    Açıklandığı üzere bu alanlarda; uygulama imar planı kararıyla altı ve yedinci maddede belirtilen yapı ve tesislerle birlikte toplum yararına açık olmak şartıyla konaklama hariç günü birlik turizm yapı ve tesisleri yapılabilir.
    Ne varki; mahkemece imar planının uygulamaya geçirilip geçirilmediği, yıkılması istenen yapıların 3621 Sayılı Yasanın 8. maddesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmediği gibi  6. ve 7. maddelerinde öngörülen koşulların yerine getirilip getirilmediği araştırılmamıştır.
    Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hususları kapsar biçimde bir araştırma yapılması, ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalı tarafın, bu yöne değinen temyiz  itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   25.4.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

    Hemen Ara