Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3575 Esas 2011/4666 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3575
Karar No: 2011/4666
Karar Tarihi: 21.04.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3575 Esas 2011/4666 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3575 E.  ,  2011/4666 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/07/2009
    NUMARASI : 2007/691-2009/408


    Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.07.2009 Gün ve 2007/691 esas 2009/408 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 04.10.2010 gün ve 10061-9778 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali, sicil kaydının kütükten terkini ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kesinleşen kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen karar düzeltme istekleri yerinde değildir. REDDİNE.
    Dava, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa nedeniyle reddedilmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süre kamu düzeniyle ilgilidir ve davanın görülebilirlik koşuludur. Başka Bir ifadeyle, olumsuz dava şartlarından olup, Hakim, davanın her aşamasında doğrudan bu yönü gözönünde tutmak zorundadır. Hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın esasını hakim inceleyemez. (YHGK 18.2.2009 tarih 2009/14-12 Esas, 2009/79 karar, Y 1.H.D. 21.11.1989 tarih 1989/8589 Esas, 1989/13805 karar) Davacı, davasında haklı da olsa, tasfiye amacı güden 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde değişiklik yapan 5841 Sayılı Yasa geçmişe etkili olarak hakkın özünü ortadan kaldırmıştır.
    Bunun sonucu olarak; davacı davasında haksız çıkmış bulunduğundan, davalı lehine yargılama giderleri ve avukatlık ücreti tayini gerekir ise de yasa değişikliği nedeniyle dava reddedildiğinden, hak düşürücü sürenin hukuki niteliği ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre, genel kuralın istisnası olarak yargılama gideri ve davada kendini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilemez. (Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5.cilt, sayfa 5338.dip not 159; 10.H.D. 21/12/1976 , 8770/8739 ve dip not 160; 5. H.D. 12/09/1977, 5445/5655, dip not 161; 10 H. 24/02/1976, 6296/1297 )Keza; dava yeni yasa nedeniyle de olsa davacının aleyhine sonuçlandığından, davacı yararına yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdiri de hiçbir şekilde mümkün olmayacaktır.
    Hal böyle olunca, yargılama sırasında yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa, dava tarihi itibariyle geçmişe etkili olarak hakkın özünü ortadan kaldırdığından ve on yıllık hak düşürücü süre nedeniyle dava reddedilmiş bulunduğundan, davalı aleyhine vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değil ise de, anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, HUMK"un 440. maddesi gereğince Hazinenin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüyle, Dairenin 04.10.2010 tarih ve 2010/10061 E. 2010/9778 K. sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 01.07.2009 tarih ve 2007/691 E. 2009/408 K. sayılı kararındaki hüküm fıkrasının 4 nolu bendinde yer alan “ Davalı vekille temsil olunmakla 1.015.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine ” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara