Esas No: 2014/3913
Karar No: 2016/7136
Karar Tarihi: 27.09.2016
Nitelikli dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/3913 Esas 2016/7136 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Nitelikli dolandırıcılık: Sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat
2-Özel belgede sahtecilik: Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 207/1, 62, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler Cumhuriyet savcısı tarafından; özel belgede sahtecilik suçundan sanıkların mahkûmiyetine ilişkin hükümler ise sanıklar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Fikir ve eylem birliği içerisinde bulunan sanıkların, suça konu sahte çeki katılandan alacakları malzemeler karşılığında vermek istediklerinde katılanın ihbarı sonucunda görevli polis memurlarınca yakalandıkları böylece atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Sanıkların, katılana suça konu çek yaprağının fotokopisini boş olarak verdikleri, yakalandıklarında da el geçen çek yaprağının boş olduğu ve sanıkların çek üzerinde herhangi bir imzalarının bulunmadığı, katılanın şüphelenerek çek üzerindeki isme ulaşıp çekin sahte olduğunu öğrenmesi üzerine ihbarı sonucunda sanıkların görevli polis memurlarınca yakalandıkları anlaşılmakla, katılanın denetimini ortadan kaldıracak nitelikte hile unsurunun somut olayda bulunmaması nedeniyle mahkemenin, "beraat" kararı verilmesi gerektiğini takdir eden kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Cumhuriyet savcısının, sanıkların eylemlerinin teşebbüs aşamasında kaldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ..."ın atılı suç ile ilgisinin bulunmadığına, sanık ..."ın hükmün usul ve yasalara aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.09.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.