Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan anneleri A.D.ın 2554 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalının eşinin yakını olan N. G.e temlik ettiğini, ondan da davalı kızına  satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar,  Dairece; “... Davacıların çekişme konusu   temliklerin kendilerinden mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açtıkları, ne varki mahkemece yeterli bir araştırma yapılmaksızın hüküm kurulduğu, hal böyle olunca belirtilen ilkeleri kapsar biçimde gerekli araştırmanın yapılıp soruşturmanın tamamlanması, bu amaçla öncelikle, taraflara ait mirasçılık belgesinin sağlanması, temlik tarihi itibariyle taşınmazın gerçek satış bedelinin keşfen belirlenmesi ve bunun akit değerleri ile karşılaştırılması, taşınmazı satın alanların alış güçlerinin ve miras bırakanın satmaktaki ihtiyaç halinin belirlenmesi, muristen itibaren taşınmazın ne surette ve kimin tasarrufunda bulunduğunun açıklığa kavuşturulması, tanık sözleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde  temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
  Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve miras payı oranında tescil  isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca soruşturma yapılarak, miras bırakan A.D.kayden   malik olduğu 2554 parsel sayılı taşınmazının önce kızı N.  eşinin arkadaşı olan ve taşınmazı hiç kullanmadığı anlaşılan emanetçi konumundaki dava dışı N., ondan da davalı kızına satış suretiyle devredildiği,  murisin satma ihtiyacının olmadığı, temlikler sırasında gösterilen değerler ile işlem tarihindeki gerçek değer arasında açık ve aşırı fark bulunduğu, yapılan temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu belirlenerek pay oranında iptal ve tescile karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının öteki  temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine.
Ancak, dava değerinin kabul kapsamına alınan davacıların miras paylarına isabet eden değer olduğu gözetilerek taşınmazın keşfen belirlenen değerinden davacıların miras paylarına tekabül eden kısmı üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının değeri üzerinden fazla harcın karar altına alınması doğru olmadığı gibi, çekişme konusu taşınmazın keşfen tespit edilen değeri  itibariyle harç tamamlanmadığı halde, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine dava dilekçesinde gösterilen değer yerine, keşif sonucu saptanan değer üzerinden fazla vekalet ücreti tayin ve takdiri de isabetsizdir.
Davalı vekilinin, temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir.  Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   21.4.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.