Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaş oldukları 1974 ve 1975 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde yeralan hamam ve müştemilatların haklı ve geçerli bir nedeni olmadan davalı tarafından işletildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında ecrimisil talepleri yönünden dava dilekçelerini ıslah etmişlerdir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazları, dava dışı paydaşlardan annesinin kiraladığını, 1984 yılından beri taşınmazlar üzerindeki hamamın önce annesi, onun ölümü ile de kendisi tarafından işletildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların pay ve paydaş çoğunluğu ile kiraya verildiği, 25 yıl sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, 6570 sayılı kanun gereğince tahliye istenebileceği, açılan elatma davasının haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; taşınmazların 16/24 paylarının dava dışı B. S. B., kalan payların ise davacılar adına müştereken kayıtlı olduğu, davalının annesinin kiraladığını bildirdiği şahsın da paydaşlardan B.S.nın mirasçısı olan M.Y.ile ortakları olduğu, ancak davalının annesinin 2007/92 Değişik iş sayılı dosyasına 12.06.2007 tarihinde verdiği “dava konusu yerleri, yıkılmaması, bakımını yapması ve kazandığı takdirde bir kısım karşılık vermesi amacıyla N. B.isimli şahıstan alıp kullandığı” şeklindeki beyanından, anne ile kayıt malikleri arasında bir kira ilişkisinin kurulmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki; bir kira ilişkisi varlığından söz edilse bile, 27.11.1946 tarih, 28/15 ve 06.05.1955 tarih, 12/8 sayılı İçtihadı Birleştirme kararları uyarınca, bu kira sözleşmesinin geçerli olduğundan sözedilebilmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.