Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı F."in babası C. E. aleyhine giriştiği icra takibinde 8884 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına haciz konulmasını istediğini, ancak taşınmazın davalı F.e satıldığının anlaşılması üzerine tasarrufun iptali davası açıldığını, davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, taşınmazı cebren satış suretiyle alacağına mahsuben satın aldığını,İcra Müdürlüğünün satışa arz şerhinin işlenmesi için Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazmaması ve satışa engel teşkil edecek şerhin konulmaması sesebiyle davalı F."in maliklik sıfatının kalmadığını bilmesine rağmen taşınmazı muvazaalı olarak davalıya sattığını öğrendiğini ileri sürüp tapu kaydının iptali ile adına tescilini olmazsa dosya alacağının tüm ferileri ile birlikte davalı Bakanlıktan tazminini istemiştir.
Davalılardan A., taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını, davalı bakanlık olayda idarenin kusuru olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlar, davalı faik yanıt vermemiştir.
Mahkemece, gayrimenkul kendisine ihale edilen alıcının ihale anında taşınmazın mülkiyetini iktisap edeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı A.B.ve davalı Hazine vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.04.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden Adalet Bakanlığı vekili Avukat G.Ş. ile temyiz edilen vekili Avukat A.Y.geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, çekişme konusu taşınmazı ihale ile edinen davacının ihaleyle taşınmazın mülkiyetini kazanacağı gerekçesiyle isteklerden ilki yönünden davanın kabulüne karar verilmesi ve tazminatla ilgili karar kurulmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı A"in temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle işin esası bakımından A. aleyhindeki hükmün ONANMASINA,
Davalı Adalet Bakanlığının temyizine gelince; davada taraf sıfatı verilen davalı Bakanlık lehine maktu vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken bu husus gözardı edilerek davalı Bakanlık yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir.
Davalı, idarenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenlerden davalı Adalet Bakanlığı vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.