Esas No: 2011/2172
Karar No: 2011/4544
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2172 Esas 2011/4544 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2010
NUMARASI : 2009/237-2010/496
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden davalıya ait 158 ada 64 parsel sayılı taşınmazın kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapusunun iptaline ve varsa üzerindeki muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idari yargı yerinde açılan davanın reddedilerek kesinleştiği ve taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini ve yıkım isteklerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İdarece belirlenen kıyı kenar çizgisine karşı, davalı tarafından idari yargı yerinde açılan davanın reddedilerek kesinleştiği gözetilerek, bu kısım yönünden taşınmazın tapusunun iptaline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi idari yargı kararıyla kesinleşmiş ve yanlar için bağlayıcı nitelik kazandığından, kıyı kenar çizgisinin tespitine şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın 98.07 m²"lik kısmı kıyı kenar çizgisi içinde olduğu belirlendiğine ve bu kısmın iptaline karar verildiğine göre, T.M.K."nun 999.maddesi gözetilerek, sicilden terkinine karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Öte yandan; mahkemece, tarafların haklılık durumları gözetilerek yargılama giderleri ve taraflar lehine avukatlık ücretine hükmedilmiş ise de, temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36.maddesine ilave edilen 36/A maddesinde;"... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği, 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu" hükmü öngörülmüştür.
O halde, anılan yasal düzenleme gözetilerek, davalı tarafın yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulup tutulmayacağı, ayrıca davalı lehine avukatlık ücreti verilip verilmeyeceği irdelenip, değerledirilmesi için karar bozulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.