Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3890 Esas 2011/4457 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3890
Karar No: 2011/4457
Karar Tarihi: 14.4.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3890 Esas 2011/4457 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3890 E.  ,  2011/4457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/06/2010
    NUMARASI : 2008/400-2010/173

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına kayıtlı 59 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 5893.998 m²"lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından tapu kaydının hükmen iptal edildiğini, ancak anılan ilam dayanağı bilirkişi raporlarında 3231 m²"lik kısmının da kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığının belirlendiğini ileri sürüp, 3231 m²"lik kısmının  iptali isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 5841 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasada yapılan yasal düzenlemeler gereğince çekişmeli taşınmazın kadastro  tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, temyiz aşamasında 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde;"... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği" belirtilmiş, 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak "infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu” hükmü öngörülmüştür.
    O halde, anılan yasal düzenleme gözetilerek, davalı tarafın kararı temyiz etmemesine karşın usulü kazanılmış hak olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durularak gerekçelendirilmesi neticen yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulup tutulmayacağı ayrıca davalı lehine avukatlık ücreti verilip verilmeyeceği irdelenip, değerlendirilmesi için karar bozulmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle, davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

    Hemen Ara