Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/6361 Esas 2016/7087 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/6361
Karar No: 2016/7087
Karar Tarihi: 26.09.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/6361 Esas 2016/7087 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/6361 E.  ,  2016/7087 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanıklar hakkında TCK’nın 158/1-d, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Katılanlar ...ve ..."in, ... adına tapuya kayıtlı taşınmazı satın almak için anlaştıkları, o dönemde tapu kaydı devrinin yapılamaması üzerine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaparak bunu tapu kaydına şerh ettirdikleri, ..."in ... Noterliği’nin 19.09.1996 tarih, ... yevmiye sayılı düzenleme şeklinde genel vekaletnamesi ile katılan ..."e suça konu taşınmazın satışı için vekalet verildiği ve taşınmazın uzun yıllar boyunca bu şekilde beklediği, katılan ..."in ..."ı arayarak bu taşınmazını satmak istediğini söylediği, bu arada internet üzerinde de ilan verdiği, kendisini ... olarak tanıtan ve açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir kişinin taşınmaza talip olduğu, katılan ..."in de bunun üzerine kendisinden istenen tapu kaydı ve vekaletname fotokopileri gibi belgeleri gönderdiği, katılan ..."ten edindikleri bilgiler ışığında taşınmaz maliki ..."i telefon ile arayan bir şahsın kendisini katılan ... olarak tanıtarak gönderdiği bir şahsa vekaletname vermesini istediği, taşınmaz maliki ..."in eski tarihli vekaletnamenin kendisine gösterilmesi ve ... adının kullanılmış olması nedeniyle inanarak yanına giden sanık ..."a vekaletname verdiği, onun da aldığı vekaletname ile ... iline giderek diğer sanıklar ... ve ... aracılığıyla sanık ... ile taşınmazın satışı konusunda anlaştıkları, sanık ..."ın aldığı vekaletnamenin tapu kaydı üzerinde bulunan satış vaadi şerhi nedeniyle kullanılamaması üzerine sanıklar ..., ... ve ..."ın ... ilçesine giderek sanık ... adına yeni bir vekaletname alarak sonuçta söz konusu taşınmazı sanık ..."ın annesi ... adına devir ettirdikleri, sanık ..."ın daha sonra taşınmaz üzerine bina yaparak bir kısmını sattığının iddia edildiği olayda;
    1-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, eksik incelemeyle karar verildiğine ve kararın kanuna aykırı olduğuna ilişkin sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sanık ...’ın aşamalardaki tüm savunmalarında, ...’nın kendisini arayarak suça konu arsadan bahsetmesi üzerine taşınmazı 124.000,00 TL karşılığında aldığını, ...’a 100.000,00 TL verdiğini belirterek buna ilişkin belgeyi temyiz dilekçesi ekinde sunması yanı sıra diğer sanıklardan Bayram’ın da tapu dairesinde tanıştığı ...’ın kendisine satacak arsasının olduğunu söylemesi üzerine emlakçılık yapan ...’u arayarak durumu anlattığını, onun da müşteri bulduğunu, taşınmazın ...’a 124.000,00 TL karşılığında satıldığını belirterek benzer beyanda bulunması ve Nasuh’un da onu doğrulaması, öte yandan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 18.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu arsa değerinin 137.300,00 TL olduğunun belirtilmiş olması da dikkate alındığında, ... tarafından ödenen para ile arsanın gerçek değeri arasında fahiş bir fark bulunmaması, yine taşınmazı hukuk davasında hak kaybına yol açacak şekilde elden çıkarmamaları ile her üç sanığın katılanların zararını gidermiş olmaları hususları birlikte değerlendirildiğinde, diğer sanık ... ile birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek dolandırıcılık suçunu işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, beraatları yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine hükmolunması,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara