Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,1982 yılından beri zilyedi olduğu dava konusu taşınmazın adına tescili isteğinde bulunmuştur.
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın davacı adına tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek Karşı davasında taşınmazın T.M.K.’nun 713. maddesi gereğince Hazine adına tescilini istemiş, diğer davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü
Dava ve karşı dava tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacının dava konusu taşınmazda gecekondu inşa ettiğini, 1982 yılından beri taşınmazda zilyet olduğunu ileri sürerek tescil isteğinde bulunduğu, Davalı Hazine’nin de karşı davası ile davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, tescil istediği bulunduğu görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, Hazinenin 4721 sayılı T.M.K.’nun 713 /1. ve 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi hükmü uyarınca dava açarak tescil isteme hakkının bulunmadığı tartışmasızdır. Ancak, Hazinenin her nekadar anılan düzenlemelere göre bir tescil isteme hakkı bulunmamakta ise de, koşullarının gerçekleşmesi halinde 3402 Sayılı Yasanın 18/1.maddesine göre bu hakkı mevcuttur. Esasen, Hazine talebinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.
Ne varki, mahkemece Hazinenin iddiası yönünden bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir.
O halde, Hazinenin iddiası çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak mani bir sebebin bulunmadığının saptanması halinde karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere eksik inceleme ile neticeye gidilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.