Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2631 Esas 2011/4429 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2631
Karar No: 2011/4429
Karar Tarihi: 14.4.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2631 Esas 2011/4429 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/2631 E.  ,  2011/4429 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: KOCAELİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/11/2010
    NUMARASI : 2010/363-2010/325

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, tapuda davalı adına kayıtlı 1 parsel sayılı taşınmazın, 9,19 m²"lik kısmının belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptali isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davayı kabul ettiğini belirtmiştir.
    Davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; “…3402 Sayılı Yasanın 12 maddesini değiştiren 5841 Sayılı Yasa gereğince,kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 08.04.1969 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği bu durumda davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle…”bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini, isteğine ilişkin olup, mahkemece 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca kadastro tespitiyle dava tarihi arasında 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Öyleyse, davacı Hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    Ancak, bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluşacağından, bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece de bu husus benimsenerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi (36/A md. ) hükmüne ilave edilen 16. maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı Devlet, kamu tüzel kişileri veya kuruluşları tarafından açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünden, anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulanması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usülen kazanılmış bir haktan söz etme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     


     

    Hemen Ara