Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3404 Esas 2011/4388 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3404
Karar No: 2011/4388
Karar Tarihi: 14.04.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3404 Esas 2011/4388 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3404 E.  ,  2011/4388 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/05/2010
    NUMARASI : 2010/117-2010/248

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Silivri 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 06.05.2010 gün ve 2010/117 esas 2010/248 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 29.11.2010 gün ve 11562-12460 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütüktün terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece 23.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde değişiklik yapan 5841 Sayılı Yasa düzenlemesi ile henüz kesin hüküm halini almamış davalarda da tarafların sıfatına ve taşınmazların niteliğine bakılmaksızın 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanacağı öngörülmüştür. Anılan yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davalar hakkında karar verilmesi ve haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve avukatlık ücreti takdiri gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen ret kararı da dairece onanmıştır.
    Ne var ki; Karar tarihinde bozma gerekçeleri doğru ise de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğü giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi hükmüne 16.maddesi ile ilave edilen 36/A maddesi hükmünde kadastroya dayalı işlemlerden dolayı kamu kurum ve kuruluşlarınca açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır.
    Diğer taraftan, yürürlüğe giren Yasa hükmünün geçmişe ş.olarak uygulanması öngörüldüğünde anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim anılan 6099 sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği kuşkusuzdur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Anılan husus, karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteğinin HUMK."nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 29.11.2010 tarih 2010/11562 Es. ve 12460 Kr. sayılı onama ilamının yargılama giderleriyle ilgili bölümünün ortadan kaldırılmasına, 6099 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yerel mahkemece irdeleme ve değerlendirme yapılarak bir hüküm kurulması için yerel mahkemenin 06.05.2010 gün ve 2010/117 Esas, 2010/248 sayılı kararının açıklanan gerekçelere hasren BOZULMASINA, 14.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara