Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, ortak miras bırakan anneleri A. T.ın (eski) 144 (yeni) 152 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalı oğullarına satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescil isteminde bulunmuşlardır.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle tanık anlatımları ile bilirkişi raporlarına göre, miras bırakanın 144 sayılı kadastro parselindeki paylarından bir bölümünü iki ayrı akitle davalılara mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde temlik ettiği, davalılar tarafından dosyaya sunulan “satış sözleşmesi” başlıklı harici belgelerin miras bırakan üzerinde kalan 1030/6060 paydan mirasçılara intikal eden paylar bakımından değerlendirilebileceği gözetilerek muvazaa olgusunun kabulüne ve davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün ONANMASINA
Ancak, gerek dolu pafta sistemi ve gerekse doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca Hakim kararıyla doğru sicil oluşturma zorunluluğundadır.
Somut olayda, 144 nolu kadastral parsel karardan sonra 18.12.2007 tarihinde imar uygulamasına tabi tutulmuş ve başka parsellere şuyulandırılmaştır.
Hal böyle olunca, mahkemece 144 nolu parselde davacıların miras payına karşılık gelen haklarının imar parsellerine yansıtılması, gerekirse de bu konuda bilirkişi görüşüne başvurulması gerekirken kadastral parsel üzerinden hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.