Taraflar arasındaki davadan dolayı Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 09.04.2010 gün ve 2010/155-2010/371 sayılı hükmün Bozulmasına ilişkin olan 25.10.2010 gün ve 9603-10972 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; 3621 sayılı Kıyı Kanunundan kaynaklanan tapu iptali ve çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında belirtildiği üzere 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi hükmüne ilave düzenlemeler getiren 5841 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,
Diğer taraftan mahkemece bozmaya uyularak kurulan hükümde belirtildiği şekilde yargılama giderlerinden karar tarihi itibariyle davalının sorumlu tutulması doğru ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne ilave edilen 36/A maddesi; kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali ile Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda yargılama giderinden ve 1957 tarih, 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş ve 17. maddesi ile de bu süreç infaz aşamasına kadar uzatılmıştır. Buna göre, hangi halde davalı tarafın avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmuş ancak somut olayda olduğu gibi davanın yasa gereğince reddedilmesi halinde davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücreti verilip verilmeyeceği yönünden bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
O halde, Dairenin 25.10.2010 tarih, 2010/9603 Esas ve 2010/10972 sayılı kararının yargılama giderleriyle ilgili bozma gerekçesinin karardan çıkartılmasına, 6099 Sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde yerel mahkemece irdeleme ve değerlendirme yapılarak davalı yararına avukatlık ücreti tayinine yer olup olmadığı üzerinde durularak gerekçeleri de açıklanmak suretiyle bir hüküm kurulması için yerel mahkemenin 09.04.2010 gün ve 2010/155 Esas, 2010/371 sayılı kararının bu gerekçe ile BOZULMASINA, 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi