Esas No: 2011/3512
Karar No: 2011/4179
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3512 Esas 2011/4179 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2010
NUMARASI : 2010/472-2010/767
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, davalının kayden malik olduğu çekişmeli 5348 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin önceden verilen kararın Dairece; “14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesine eklenen 3. fıkra 2 ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler karşısında 10 yıllık hak düşürücü sürenin hazine yönünden dolduğu gerekçesiyle davanın reddi, yargılama giderlerinden davalı yanın sorumlu tutulması “ gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ve yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı hazine tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi. . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’ndan kaynaklanan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında belirtildiği üzere 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi hükmüne ilave düzenlemeler getiren 5481 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Diğer taraftan mahkemece bozmaya uyularak kurulan hükümde belirtildiği şekilde yargılama giderlerinden karar tarihi itibariyle davalının sorumlu tutulması doğru ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi hükmü ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne ilave edilen 36/A maddesi; Kamu kurum ve kuruluşlarının kadastro sebebiyle açmış oldukları davalarda davalı tarafın yargılama giderlerinden ve 1957 tarih, 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş ve 17. maddesi ile de bu süreç infaz aşamasına kadar uzatılmıştır. Bilindiği üzere yargılama sırasında yürürlüğe giren ve geçmişe etkili olan Yasa hükümleri kazanılmış hak kuralının istisnasını oluşturur. Somut olayda davalı tarafın kararı temyiz etmemiş olması da neticeye etkili değildir.
O halde mahkemece; 6099 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek yargılama giderleri konusunda bir hüküm tesisi bakımından karar bozulmalıdır.
Davacı hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.