Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3420 Esas 2011/4086 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3420
Karar No: 2011/4086

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3420 Esas 2011/4086 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3420 E.  ,  2011/4086 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/12/2010
    NUMARASI : 2010/460-2010/575

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,  davalı adına kayıtlı 407 parsel sayılı taşınmazın 6.852,72 m²’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan kısmın tapu kaydının iptali isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine dair verilen karar Dairece;  “...3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde 5841 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak mahkemece yapılan keşif sonucu çekişmeli bölümün belirlenen kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı ve dava tarihinde davacı Hazine"nin haklı olduğuna göre,  tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalının  sorumlu tutulması gerektiği ” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ile davalı vekili tarafından  süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
    Dava; 3621 sayılı Kıyı Yasası’ndan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkin olup yerel mahkemenin; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanması öngörülen 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 12/3 maddesi hükmüne bazı ilave hükümler getiren 5841 sayılı Yasa düzenlemeleri gözetilmek suretiyle davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin önceki kararı benimsenmiş ve bu yönü itibariyle önceki karar kesinleşmiş, ancak her davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı ilkesi gözetilmek suretiyle yargılama giderleri ve 1957 tarih, 6/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu giderlerden sayılan avukatlık ücreti bakımından karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Gerçekten de; bozma kararına uyulmuş olmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluştuğuna göre, bozma ilamında değinilen hususlar gözetilerek gerekli karar ittihazı zorunlu hale gelir. Mahkemece bozma  kararında  değinildiği  şekilde yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş ise de 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 36. maddesi hükmüne ilave (36/A md.) edilen 16. maddesi hükmünde “ Kadastroya dayalı işlemlerden dolayı kamu kurumu ve kuruluşlarınca açılacak davalar neticesinde davalı taraf davayı kaybetse dahi yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı ” hükmü öngörülmüş, 17. maddesi ile de anılan hükmün uygulanma zamanı infaz aşamasına kadar uzatılmıştır
    Hemen belirtilmelidir ki; yürürlüğe giren yasa hükmünün geçmişe şamil olarak uygulanması öngörüldüğünde, anılan bu husus kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eder. Nitekim 6099 Sayılı Yasanın eldeki davalara da uygulaması gerektiği gözetildiğinde somut olayda hazine yararına usulen kazanılmış bir haktan sözetme olanağı yoktur. Esasen kararın davalı tarafından temyiz edilmemiş olması da neticeye etkili değildir.
    Hal böyle olunca; 6099 Sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle bir değerlendirme yapılarak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  07.4.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

    Hemen Ara