MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d, 52/2, 53/1, 58. ve 204/1-3, 43, 53/1, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanığın, araç kiralama şirketi olan katılan ..."den araç kiraladığı, daha sonra katılan ..."in kimlik bilgilerini bir şekilde ele geçirerek sahte kimlik düzenlediği, kim olduğu tespit edilemeyen bir kişinin fotoğrafını kimliğe yapıştırdığı, kimliği tespit edilemeyen kişi ile notere giderek araç satış yetkisi veren bir sahte bir vekaletname düzenlettirdiği, bu vekaletname ile aracı yargılama sırasında vefat eden katılan ..."a sattığı olayda,
1- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanık savunması, tanık, katılan beyanları, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğine dair mahkemenin mahkumiyet yönünde kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sahte nüfus cüzdanı ile vekaletname çıkarmadığına, noterin gerekli araştırmayı yapmadığına, kullandığı vekaletnamenin sahte olduğunu bilmediğine dair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
Sanık hakkında aynı eylem nedeniyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2013 tarih, 2012/568 esas, 2013/671 karar sayılı ilamıyla 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edildiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 19/11/2013 tarih, 2012/568 esas sayılı dosyasının getirtilip incelenmesi, verilen hüküm kesinleşmemiş ise aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı dikkate alınarak davaların birleştirilme yoluna gidilmesi, hükmü kesinleşmiş ise bu dosya içerisine konularak delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.