Esas No: 2011/3863
Karar No: 2011/3863
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3863 Esas 2011/3863 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2010
NUMARASI : 2010/48-2010/475
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, aldığı borcun teminatı olarak tapuda satış göstermek suretiyle 13 parsel sayılı taşınmazını davalı M."e temlik ettiğini, borcunu ödemesine karşın taşınmazın iade edilmediğini ve muvazaalı biçimde davalı H."e devredildiğini ileri sürmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı H., taşınmazı iyiniyetle edindiğini belirtip davanın reddini savunmuş; diğer davalı Mehmet davaya cevap vermemiştir.
Davanın reddine ilişkin verilen mahkeme kararı Dairece, davalı H.bakımından iyi niyet soruşturması yapılması gereğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda, davalı H."in iyi niyetli bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalılardan tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.07.2011 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A. K. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat ile temyiz edilen asil gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 107 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davacı M. U. adına kayıtlı iken 21.09.2000 tarihinde satış yoluyla davalı M.K."e devredildiği, M.K.ün de bu taşınmazı 25.02.2003 tarihinde diğer davalı H.Ü."e sattığı; 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inançlı işlemin delili sayılan ve davacı ile birlikte davalı Mehmet"in imzasını taşıyan 21.09.2000 tarihli belgenin de dosyaya sunulduğu görülmektedir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacının aldığı borcun teminatı olarak davalı Mehmet"e temlik edildiği benimsenmiş, ancak davalı H."in iyiniyetinin aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle verilen ret kararı Dairece, iyi niyet araştırması yönünden bozulmuş; bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda davalı H."in taşınmazı iyi niyetle edindiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ne varki, bozma sonrasında dinlenen tanık anlatımlarından, davalı H."in de davalı M. ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, bu durum karşısında TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıkça anlaşıldığına göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; kabule göre, davanın reddedilmesi karşılığında davalı lehine nispi vekalet ücreti tayini gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir.
Tarafların, temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan davacı vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına, 13.7.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.