Esas No: 2016/2285
Karar No: 2016/6977
Karar Tarihi: 21.09.2016
Siyasi partilerin kullanımında olan bina - tesis veya eşyaya zarar verme - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/2285 Esas 2016/6977 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Siyasi partilerin kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme
HÜKÜM : TCK"nın 152/1-a, 31/3, 62/1, 50/1-f, 50/3 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Suça sürüklenen çocuğun nitelikli mala zarar verme suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuğun, beraberinde ki ...ve... ile fikir ve eylem birliği yaparak ... İl Başkanlığı"nın bulunduğu apartmanın önüne gittikleri, apartman giriş kapısının camını suça sürüklenen çocuk ..."nın kırdığı, birlikte il teşkilatının bulunduğu kata çıktıkları, çelik olan kapıyı tekmeledikleri, ancak kapının bir zarar görmemesi ve açılmaması üzerine orada bulunan..."ye ait flamayı alarak apartmandan dışarı çıktıkları ve flamaya yakarak zarar verdikleri olayda; suça sürüklenen çocuğun savunması ve dosya kapsamına göre, mahkumiyete yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiş olup, atılı suçu işlediğine dair şüpheden uzak delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmesine ilişkin tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde suça sürüklenen çocuğa yüklenen siyasi partilere ait eşyaya zarar verme suçundan doğan herhangi bir maddi zararın bulunmadığı yönündeki, müştekinin beyanını da gözetilerek, suç tarihinden önce kesinleşen sabıkası bulunmayan suça sürüklenen çocuğa, mahkumiyet kararı verilmesi halinde CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasını isteyip istemediği sorulduktan sonra, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususu değerlendirilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, zararın giderilmediği biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 50/1-f maddesi gereğince hapis cezasının, kamuya yararlı bir işte çalıştırma seçenek yaptırımına dönüştürülmesinin gönüllü olma koşuluna bağlı olduğu gözetilmeyerek, suça sürüklenen çocuğa gönüllü olup olmadığı sorulmadan hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilmesi,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.